AKÇAABAT’TAN
Cengiz Bölükbaşı
Akçaabat’ın içinde bir çalışma var. Yaylacık Mahallesi’nde Düzköy yolu üzerindeki ilk kavşak olan Dörtyol Kavşağı Akçaabat için hayati önem taşıyor. Çok şükür yeni trafik akışına uygun hale getirilmesi için çalışmalar başladı.
Ana yol gibi çalışan bu alanın yapılacak düzenleme için kapanmasının ardından ilk beklenilen şey trafiğin alternatif güzergahlara yönlendirilmesidir, değil mi? Maalesef Akçaabat’ta öyle olmuyor; dolayısıyla bu alanda da öyle olmadı.
Akçaabat’ta “salla başı al maaşını” anlayışında olan bir memur kesimi var. Her nereden gelip o koltuklara oturmuşlarsa... Mesela gecenin bir yarısında kendisine “Bugün Akçaabat’ta nereyi kapatsak da bir çalışma yapsak?” diye soruyor. Örneğin İnönü Caddesi’nin tam orasını düşünün yani eski belediye binasının olduğu yeri… Hah, işte tam orada sabah bir çalışma başlıyor. Kimsenin haberi yok. Kimsenin izni yok, kimsenin de umurunda değil.
Arabayla yaklaşıp korna çalsan bir görevli koşup “abi çalışıyoruz yol kapalı” diyor. “Kimin haberi var, kimden izinlisininiz ve neden ‘yol kapalı’ tabelası yok?” diye sorduğumuzda, “Abi valla ben de çalışanım, bilemiyorum” cevabını almaktan sıkıldık.
Bunun en bariz öremeği şu an Orta Mahalle’de yaşanıyor. Hafta sonu oradaydım. Yine aynı manzara çıktı karşıma. Yol açık, giriyorsun, ilerliyorsun, dönecek yerin kalmayınca bir de bakıyorsun ki yol çalışması.
Buradan söyleyeyim, acil bir durum olmazsa en az 2 ay gitmeyeceğim oraya. Bu nedir yahu?
Bu arada çalışan ve gelişen bir anlayışla hizmeti ara sokaklarda da görebilirsiniz. Eskiyi konuşmak adetim değildir ama İnönü Caddesi, Yaylacık Akçaabat Caddesi ve Helim Topal Sokağı’nın dışında 1800’lü yıllardan beri Akçaabat’ın merkez sokaklarında hiçbir çakışma yapılmadığını da bu şekilde görmüş ve teyit etmiş olduk.
Makyaja kanan bir yapımız olmasından mütevellit hayatımız da o makyaj gibi sahte oluvermiş maalesef. Akşam eve gidince kapatmak istediğin çirkinliği görüyorsun ya aynen öyle olduk. Tedavi hak getire.
Diyeceğim o ki, maalesef şehrin içinde ana arterler dışında kalan tali yolların bakımı yok. Yollar dar. Sokak araları oldukça bakımsız.
Her fırsatta şehrimize kazandırılan milyarlarca liradan bahseden yönetim ve kıymetli başkan şehrin altının üstüne geldiği bu günlerde de sorumluluk almalı.
Nerdeyse her hafta bahsettiğim olayların başında ve sonunda, “bizle ilgili değil, AKSA yaptı, DSİ geçti, TELEKOM yüzünden” demekten vaz geçecek ve bu sorumluları bir araya toplayıp program yapacak. Gerçi iş işten geçti ama...
Bir de şu otopark düzenlemesi var. Bu konuda buradan sormam lazım: Kaymakamlık hizmet araçları kaç tane ki Hükümet Konağı’nın ek binasının altında yapılan otoparka sığmıyor? Eğer orası memurlara özel otopark olarak verildiyse o ayrı. Ama yine öyle ise buradan bir soru daha sormak istiyorum: “Bana düşen otopark alanını hangi UKOME kararıyla kapattınız?” Aynı soruyu Şehit Mürsel Hacıoğlu Karakolu’nun önündeki alan için de soruyorum.
Eğer bu ülke hala kanunlarla yönetiliyorsa sorularımın muhatapları buna cevap vermeye memurdur.
“Yok kardeşim, anayasa askındadır, biz bizim bildiğimiz kanun ve nizamlara göre yönetiyoruz” diyorlarsa da yukarıdaki sözlerimi geri aldım. Sormamış kabul edin.
Ama bu cevaplar duyula. Duyula ki biz de kendi kanun ve nizamnamelerimizi yazıp takılalım.
Kalın sağlıcakla...