Huzur KORKMAZ TOPAL - Yaşam Koçu

Tarih: 18.07.2025 12:35

PERİHAN HANIM’IN ÖĞRETTİKLERİ

Facebook Twitter Linked-in

GÖRDÜKLERİM DUYDUKLARIM

Huzur KORKMAZ TOPAL

Yaşam Koçu

huzur06peri@gmail.com

Önce kahve, yanında sunulacak likör ve çikolata servisleri hazırlanıp servis masasının üzerindeki yerlerini aldı. Kıbrıs’tan getirtilen geyşa kahve fincanları ve varak işlemeli kahve su bardakları birbirine uyum sağlamaktaydı. Sigara tabağına birer paket Maltepe, Samsun, Birinci, Bafra ve Marlboro marka sigaralar yerleştirilerek orta sehpanın üzerine bırakıldı. “Gerçi pek içen yok, olmasın da zaten, bakarsın sigaraya başlayan birileri vardır. Ayıp olmasın hazır olsun bunlar da” diyerek sigaraya karşı olduğunu fakat gelecek olan misafirlere de verdiği önemi bildirmiş oldu. 

Önceden yıkanıp ütülenen servis masa örtüsü de masanın yanında duran divanın üzerine yerleştirildi. Mevsim yaz olduğu için akşamdan pişirilen Osmanlı şerbeti de soğuması için çoktan buzdolabına konulmuştu. 

Kahvaltı saati geldiğinde çocuklarını uykularından sevgiyle uyandıran Perihan Hanım, “Biraz acele etmeliyiz, biliyorsunuz ki ayın biri ve bugün benim kabul günüm. Çocukluktan beri tanıdığım ve benim gibi gurbetçi olan Trabzonlu arkadaşlarımı ağırlayacağım. Babanız para bıraktı, daha kuaföre gidip saçımı yaptıracağım. Misafirlerimizi güler yüzlü ve derli toplu karşılamamız gerekiyor.” diyerek misafirlerine verdiği değeri çocuklarına da belirtmiş oldu.

Kahvaltı masasında misafirleri karşılayacak olan kızlarına dönerek, yapılacak şeyleri tek tek anlattı:

“Acele edin, siz de kuaföre geleceksiniz. Ne giyeceğinize gitmeden karar verirseniz iyi olur. Geldiğinizde vakit kaybetmezsiniz. Misafirlerimize nasıl davranacağınızı çok iyi biliyorsunuz zaten ama, gelenler için kapının dış kısmına ve içeriye beyaz taşbezi (yer temizlik bezi) koydum. Misafirlerimiz eve girerken ayakkabılarının altlarını temizlesinler diye. İçeri ayakkabıları ile girmek isteyen olursa sorun yok fakat ayakkabısını çıkartanlara misafir terliği vermeyi sakın unutmayın. Bir de geldiklerinde ellerini silmeleri için bezler hazırladım, yerlerini biliyorsunuz; gelenlerin hemen eline verin ki, rahat otursunlar koltuklarına. 

Namaz kılmak isteyenler için yatak odasına üç seccade ve üç de başörtüsü hazırladım. Namaz için yatak odama yönlendirirsiniz. 

Gelenlere kahvelerini hemen yapın ki yorgunluklarını atsınlar. Bir de sakın sakın baş köşeye geçip oturayım demeyin. Biliyorsunuz ki ev sahipleri kapı kenarında oturur.”

Bütün bu söylemleriyle kızlarının misafirleri nasıl ağırlamaları gerektiğinin altını da çizmiş oldu. 

Trabzon’dan Ankara’ya geleli hayli zaman olmuştu. Yaklaşık 15 yıldan fazladır Ankara’da yaşıyor ve kendisini Trabzon kökenli bir Ankaralı olarak görüyordu. Ankara saygın ve nezaketli insanların yaşadığı, bürokrasinin kalbinin attığı ve başkent olmanın gerekliliklerini yerine getiren müstesna bir şehirdi. 

Perihan Hanım köklerinden kopmayan, geçmişini asla unutmayan bir hanımefendi olarak yaşadı. 

Her ayın birinde memleketlilerini ağırlar, her yıl 15 Şubat tarihinde annesi için kelimeyi tevhit okutur, tiyatro-sinema-konser gibi etkinliklere kombine bilet alarak katılır, ince ten rengi çoraplarını yaz mevsimiyse açık renk, kış mevsimiyse koyu renk seçen ve döpiyeslerinin altına her zaman rengine uygun ayakkabı giyer, eline aynı ayakkabının takım çantasını takardı. Eşarbı ise her zaman ayakkabı ve çantasının rengiyle örtüşürdü. Çevresine gösterdiği özeni kendine de gösterir ve önce kendisine olan saygısıyla göz doldururdu. 

Eşine ve çocuklarına son derece bağlı ve eşine gösterdiği saygıyla çevresinde takdir topluyordu. 

Ankara’ya geldikleri günden beri eşine destek olur, evinde dışarıya dikiş dikerdi. Diktiği elbiseler göz doldurduğu için bürokrat hanımlarından çokça müşterisi vardı. 

Dikiş dikerken ağzından dökülen ilahi ve şarkı sözleri evin içine neşe katardı. 

Çocukları ve yaşlıları çok sever, çevresindekilere yardım ederek mutlu olurdu.

Çok şey bilir, çokça da şey öğretmiştir Perihan Hanım.

Sevgi, saygı ve nezaketle kalın.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —