GÖRDÜKLERİM DUYDUKLARIM
Huzur KORKMAZ TOPAL
Yaşam Koçu
huzur06peri@gmail.com
“Ben kararımı verdim hukuk okuyacağım. Hakim olmak ve adalet kapısında çalışmak istiyorum. Bana hakime hanım densin, saygı gösterilsin istiyorum. Bu yüzden de Sosyal Bilimler Lisesi’ne gitmem gerekiyor” diye ailesine açıklama yaptı. O yıllarda çocuk olan ve önceliği kendini yüksek bir makamda görmek olan birey, şimdilerde ise kendini bilen ne istediğinin farkında , isteği mesleği ne derece gerçekleştirebileceğini ve hangi mesleği seçerse daha başarılı ve daha faydalı bir birey olacağını düşünerek kişisel mücadelesini veriyor.
Hukuk okuyarak hakime hanım olma isteğiyle girdiği lisede geçirdiği yıllar boyunca kendini daha iyi tanımış, okula giriş nedeni üzerinde düşünmüş olan genç bireyimiz, hakimlik nedir, nasıl bir çalışma ve kişisel beceri gerektirir, mesleki sorumluluğunun ne olduğu üzerinde oldukça yoğun bir şekilde düşünmüş, öğretmenleri ve bir çok bilir kişiyle görüşüp bu mesleğin mizacına uyumlu olmadığı kararını vererek kendine en uygun ve okuduğu okulun hakkını verebileceği bir bölümü hedefleyerek kazanmış bu yolda yürümeye devam etmekte.
İnşallah, böyle bilinçli, ne istediğini neden istediğini bilen, istediği meslekte başarılı olmak için kendine uyumlu olup olmadığının kararını verebilen, seçmiş olduğu mesleği hakkıyla yapıp yapamayacağını vicdanen test etmiş gençlerin sayısı artar.
Bir gencin hangi okula neden gittiği, meslek seçimini nasıl değiştirdiği ve ilk hedeflediği hukuk fakültesi yerine yeni bir mesleğin içerisine neden girdiği sizleri ilgilendirir mi bilemiyorum. Peki bu olayı size niçin anlattım? Gençliğin ne hale geldiğine, kötülüğün bir sarmaşık gibi çevremizde arttığı ve acımasızlığın kol gezdiği bir toplumda yaşamakta olduğumuzu ve adalet sistemimizde ki boşluklara dikkat çekmektir.
Bu hafta anne olan olmayan bir çok insanı derinden yaralayan ve sosyal medyada da oldukça fazla yer alan, kanunen çocuk sayılan 4 kişinin bir çocuğu öldürmesi ve ardından yaptıkları hastalıklı paylaşımlarla nasıl bir canilik sergiledikleri Ahmet Minguzzi cinayeti mahkemesi bana bu satırları kaleme aldırdı.
Bu ve bunun gibi hukuki açıdan incelenen davalarda da bir çok haksız ve adaletsiz sonuçlar çıkmaktadır. Adalet ve hukuk düzeninin üzerinde durularak tekrar tekrar görüşülmesi ve hukuken alınacak kararların üzerinden tekrar tekrar geçilerek, kanunların yeniden değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Bir annenin babanın acısını karşılayacak nasıl bir karar verilebilir ki bilemiyorum. Hayatının sadece çocukluk dönemine kadar gelebilmiş, umutları, özlemleri ve hedefleri olan bir canın karşılığı nasıl verilebilir, bunu da bilmiyorum fakat adalet bir şeyi yerli yerince yapmak, herkese ve her şeye hak ettiği şekilde davranmaktır. Dinimizce de uzerinde durulduğu üzere akıllı insan kötülük yapmamalı, şayet yaptıysa aynı şekilde cevap verileceğini bilmelidir . Bakara Suresi 179. Ayetde belirttiği üzere “Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki sakınırsınız” Bu ayetde de kötülük yapmaktan sakınılması gerektiği açık bir dille anlatılmaktadır.
Toplumu düzenleyen ve adaletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütününe hukuk diyoruz. Hukuk sarsılmaz temellerle ifade edilmeli ve toplumun düzeni için çalışmalıdır. Toplum düzenine katkı sağlamak adına suç işlemese dahi suça şahit olmak ve tepki göstermemek hem ahlak hemde vicdan eksikliğinin sonucudur. Toplumda ahlaklı ve vicdanlı davranmak insan olmanın temel özelliğidir.
Sevgili Alev Alatlı’nın da üzerinde durduğu gibi, “Asıl olan hakkın helal edilmesi ve helalleşmektir. Helalleşmek mahkemede dava kazanmaktan daha üstün olmalıdır. Çünkü her yasal hak helal değildir.”
Helali haramı bilen, yaptığı işi hakıyla yerine getiren, kendi için değil toplum yararına çalışmayı ilke haline getirmiş, toplumsal olaylara katkı sağlama becerisine sahip nesiller için, önceliğimiz bilgili ve bilinçli toplumlar yaratmaktır.
Sevgi, saygı ve nezaketle kalın.