Mehmet Salih KÖSE

Tarih: 03.10.2022 22:32

BAZI İNSANLARI DIŞIMA GÖMDÜM, BAZI İNSANLARI İÇİME

Facebook Twitter Linked-in

KÖŞE BUCAK

Mehmet Salih KÖSE

Eğitim Uzmanı

 

BAZI İNSANLARI DIŞIMA GÖMDÜM,

BAZI İNSANLARI İÇİME

Hayatın aynası gün sonu. Aydınlığı örtüyor gece.

Ben haftalık yazı yazacağım. Düşünüyorum ne yazsam.

Kentsel sorunlara değiniyorsun birileri acıyor. Birileri kızıyor.

(Bu hafta kentimde taşımalı eğitimdeki usulsüzlükleri yazacaktım. Vazgeçtim. Ama takipçisi olacağım. Yanlışlıklar bitmez ve çocukların hakları verilmezse araç araç, okul okul yazacağım.)

Biz olanı ve geleni, düzeltilsin diye yazıyoruz. Hiç kimseye kastımız yok. Dostumuz çok olsun isteriz.

Gönderiyorlar dikenli zakkumları bağrımıza. Halbuki bilmiyorlar çok duvarları aştık da bugüne geldik. Acılı şeyler de oldu komik şeyler de yaşadık ama hiç kimsenin kölesi olmadık. Çorak yerlerde büyüdük, susuz yazlarda yol aldık, emek verdik. Maratoncu olamadık ama bir postacı yürüyüşü ile gitmek istedik aydınlık dünyaya. İnatla sürdürdük bu yaşam savaşını. Bezginliğimiz de sürgünlerimiz de oldu, umutsuzluğumuz da. Mayamız gereği asla silmedik içimizdeki sevgiyi. Ama çok çok değişik insan gördük. Ufuklar aştık bazılarıyla, bazıları nankör çıktı. Onları da rüzgârlı bir günde dalgalar alıp götürdü. O tipleri dışımıza gömdük. Bizim içimizde olanlarla devam edecek yolculuğumuz. Leke yapanları sildik. İnsanla şeytan arasındaki acımasız çizgiyi bu tipler gösterdi ya bizlere; burada teşekkürü hak ettiler. Biz de esirgemedik, sadece dışımıza gömdük bu tipleri. Belki geç kaldık bu eylemde. O da bizim hatamız.

 Bahar gelir, çiçekler açar. Acaba neden? Bir yerde okudum çiçeklerin sevilmek istediklerinden açtıklarını. Biz şimdi içimize gömdüğümüz çiçeklerle mutlu oluyoruz. Zaten kalp iki şeyi bir arada taşıyamaz. İki şeyin biri ölür. Biz de dışımıza gömdüklerimizi sildik gitti. “Demiri tavında dövemeyen nalbanda, atların ahı kalır” derler ya. "Kasırgayı sevmez alev. Alevin dostudur su." Su temizdir, berraktır, saftır. Çoğa bölünmeden, "sevgi" su olarak kaldı içimizde. Yol ayrımındayız. Nerede buluşmuştuk bilmiyorum. 

İçimizdekiler ve dışımızdakiler diye ayırdık yolları. İçimizdekilerle devam edeceğiz kalan yola. Zaten dünya dediğin bir geçiş terminali değil mi? Aşık Veysel yol alır sazı ile toprakla. Biz de yol almak istiyoruz "gerçek dostla." Çizgi çekeriz düne. Biz de düşündük taşındık" içimizde daralanları" dışımıza gömdük. Çirkinlikleri terk ettik, bulunmaz güzelliklere. Dışımıza gömdüklerimiz; solmuş bir güldür artık, unutulmuş suyu kirli vazoda. Ben istemezdim bu çelişkiyi. Oldu bir kere. Biraz acı da olsa katlanacağız artık.

 İnsan yazgısı. Zaman gelir içine de dışına da gömersin. Önemli olan seçmeyi doğru yapmak. Ben düşüneceğime onlar düşünsünler. Neden gömülmek istediler dışımdaki, sevgisiz, bezgin vadiye? Şair ne diyordu: “İnsan bu su misali, kıvrım kıvrım akar ya. "Keşke öyle olsaydı keşke. Zaman insanları değiştirdi. Değişmeyen tek şey çıkar ve kapital. Yalan moda.

İnsan, sanki en güçlü canavar. Ama şarkı da söyler, şiir de okur ara sıra. Hayat, bir cambazın çelik teli ucunda bir dengedir. Dengeyi sağlayan elindeki sırık. Sıradan kişiler de var Dünya'da, bilgeler de... O kadar masumiyete bürünürler ki her göz göremez. Akıl; gerçekleri ve yanlışları damıtsın diye var. Kimi insan güzeldir, hoştur içe gömülür, kimi insan yanlışlarla doludur gömülür dışa, unutulur.

 Binlerce insan gördüm hayatımda; oturdum düşündüm ve fasulye seçer gibi bazı insanları ayıkladım. Çürükler, kurtlular çöpe, sağlamları gönül tencereme attım. "Hamdım piştim elhamdülillah"... İnsan ilişkilerinde, dost ve arkadaş kahpeliklerini görünce; hayat insanı taşıyor böyle bir seçiciliğe.

 Bugün, faziletli enteller yanında hâlâ yaşayan Brütüsler var. Spartaküs öldürüldü, yerini aldı Lümpenler. Hayat dediğin biraz trajik, biraz da komik. Belki de ironik. Bu sebeple insan bir şeyler aramalı. Sevgi yoluna çıkmalı, araştırmalı, çiçeklere sormalı dostunu.

İnsanoğlu beşinci mevsimi keşfetmek için atmalı adımlarını. Yağmur, toprak için yağar sanma, yağmur ağlayanları saklamak içindir. Yıl dört mevsim değildir. Görünmeyeni, bilinmeyeni aramalı insanlar.

Şair Necmi Aksu diyor ki;

“Ben üşürsem Temmuz olurum/Ağlarsam Nisan.

Sararırsam Ağustos olurum/Düşersem Eylül.

İnadına insan olurum sana

Mevsimlerden kopar/Umudum sonbahar,

Saçımda hep kışın beyazı/Yüzüme, alnıma akar.”

 Böyle bir dünya işte. İster Eylül ol ister Nisan. Yapan da yıkan da çizen de yine insan. Artık insanlar çok değişti eskisi gibi değil çok şey. ‘Sanal Dünya” biraz eğri, biraz doğru biraz buruk, biraz yalan. Yunus der ki: “Var biraz da sen oyalan.”

 İnsan kalmak, dost olmak önemli. Acı bir ayırımdır, içe ve dışa gömülmek. Siz siz olun, içinizdeki sevgiyi büyütün ve gerçek dostlarınızı çoğaltın. Dünya bugün daha çok kaotik ve tedirgin. Sevgiye, dostluğa, kardeşliğe, barışa çok önemli olan sanata ihtiyacı var. Çünkü sanat dünyanın evrensel dilidir. Gönül dostluğu barındırır içinde.

Hepinize önce sağlık, sonra dostluk ve bolca sevgi olan bir hafta dilerim.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —