AKÇAABAT’TAN
Cengiz Bölükbaşı
Şehrimizin içinin son yıllardaki keşmekeşliğinden meydana gelen yıkıntılara maruz kalanlardan biri de benim.
Bir arıza için İnönü Caddesi’nin başlangıç noktasına, Armutçu Petrol’ün hemen yanına gelen TİSKİ işini geceden işini bitirmiş. Arızayı gidermek için yolda açtığı çukuru ise asfaltlayacak yerde kum ve çakıl dökerek kapatmış. Yolu kullanan araçlar da orayı tam bir tümsek haline getirmiş.
Ne bir uyarı tabelası ne bir bariyer ne bir bant hiçbir şey yok. Yolu kullandığımdan biliyorum. Aracımın altı da standart olduğundan ön tampon ve aksamları zarar gördü. Durumu fotoğraflayarak kayıt altına aldık. Zararımızın tazmini için gerekli girişimlerde bulunduk. Olumlu bir geri dönüş de sağlandı bana. Şimdi sonuç bekliyoruz. Lakın diyeceğim o ki, nasıl bu kadar vurdumduymaz olunuyor?
Evet, şehir büyük evet şehirde bu ve benzeri arızalar yapılacak. Lakin yapılan işinde hakkını verin be kardeşim. Akçaabat’ın can damarı bu yol. Bundan önce de doğalgaz için Yaylacık’ta dört yol kavşağının olduğu yerden kesim ve işlemler yapıldı. Yetmiş santimetrelik bir kanala araçlar vurup duruyor.
Fen İşleri Müdürü Mustafa Berber’i aradım ve rica ettim. Mustafa Bey de buradaki çalışmanın AKSA’ya ait olduğunu fakat kendilerinin de bu işten mustarip olduğunu belirerek ekip gönderip yaptırdılar.
Kıymetli yöneticiler!.. Bu milletin arabası da milli servet. Yazık değil mi yahu? Milletin zaten trafik cezalarıyla, yılda iki kez verilen ek vergilerle, şunla bunla başı zaten hoş değil. Bir de sanayiye düşünce hepten fıttırıyor insan.
İş elbette yapılacak. Elbette sorunular çözmek için bazı şeylere katlanılacak ama bu kadarı fazla değil mi?
Şikâyet etmeye kalkınca idarecilerin verdiği cevaplar hep aynı: “Eee nasıl yapacağız bu işleri biz?” Diğer memleketlerde nasıl yapılıyorsa öyle yapacaksın. “O yapım tekniğini buldu da senin neyin eksik ondan ki hâlâ bulamadın?” demezler mi adama.
Bu konuyla ilgili birkaç kelime daha edeyim. Yine İnönü Caddesi’nin ortasında bir kanalizasyon kapağı var; yol kodunun çok altında. Hâlâ orada. Birçok kişi aracını oraya vurup mahvediyor. Keşke hepimiz zengin olsak ama bu arabalar kıt imkânlarla alınıyor Bundan elbette oradaki yapım işini yapan usta sorumlu ama merak etmeden de geçemiyor insan. Nasıl bir mühendis yetiştirdik ki bu işleri organize edemiyor ya da başında durmuyor? Sonrasında olan vatandaşa oluyor.
Diyeceğim o ki artık yetti yani. Bir çekidüzen verilsin şehrin yollarına.
Ayıp oluyor ama. Hem de çok ayıp...