Cengiz BÖLÜKBAŞI

Tarih: 03.12.2024 12:48

SUNİ GÜNDEMLER

Facebook Twitter Linked-in

AKÇAABAT’TAN

Cengiz Bölükbaşı

cengizbolukbasi@gmail.com

 Hoş bu kavramın da yerinde olduğu görüşünde değilim.

Zira bu Kentkırım (Kentsoykırım) ifadesiyle neredeyse eş değer diye görüyorum. Ne demek bu? Hukuk Fakültesi’nde Ceza Hukuku hocalarımızdan biri bu konuda bir tez yazmıştı.

Kentlerin sosyal, kültürel ve tarihsel yapılarını değiştirmek için yapılan yıkımları ifade ettiler kısacası. Bunun içinde kentlerdeki çarpık yapılaşma bu kent kırımların en önemli göstergesi oldu.

Maalesef Akçaabat buna 1970’lerden sonra maruz kaldı. Şimdi ise bu sorunu ortadan kaldırmak, kenti yaşanabilir hale getirmek için artık yıkmak gerek.

Akçaabat’ın çözülemeyen sorunlarının elbette başında trafik geliyor. Trafik sorunu da bu çarpık kentleşmenin bir tezahürü. Şimdilerde yeni yolların önünü açabilmek için var gücüyle mücadele ediyor idare. Takdire şayan.

Maalesef 21. yüzyıl kentlerinde yeni ulaşım alanları ve yollar konuşulurken biz bunun çok gerisinde kaldık. 

Peki yeni yapılan yapılar için değişen durum var mı? El cevap hayır. Hala otoparkı olmayan ya da müteahhidin göstermelik bir çizimle yaptığı, idarenin de kerhen evet dediği bir sistem ediyor.

Daracık sokakların aralarında kalmış arsalara hala konut için ruhsat veren idare, buraya akacak göçlerin araçları için yer konusunu hiç gündemine taşımıyor. Ben Yaylacık Mahallesi’nde ikamet ediyorum. Sokakta herhangi bir yangın çıksa, acil durum olsa ne itfaiye ne de ambulans rahatça girip ulaşacağı noktaya gidemez. Ama maalesef geçen yıl başlayan iki inşaat alanı daha meydana geldi orada. 

Yani anlayacağınız bir şey değişmiyor hayatımızda. Bir yeri tamir ederken bir yeri mahvediyoruz.

İşte onun için Akçaabat’ta acilen kentsel dönüşüm olmak zorundadır. Buna mecburuz. 

Bazı siyasilerin kısık sesle “Biz o treni çoktan kaçırdık” gibi ifadelerini duymuştum. 

Niye, ayet mi indi Akçaabat’ta kentsel dönüşüm yapılamaz diye?

Sadece kotlularını korumak için siyaset yapanların şehri bırakın kendilerine bile hayrı olmaz. Bunu tarihten bu taraf yaşadık, gördük, tahlil ettik.

Hasıl-ı kelam şehrin ana sorunlarını halletmeden tali sorunlarıyla uğraşadurun.

Bu aralar siyasilerin bir işi de suni gündemlerle vakit geçirmek.

Kıymetli dostum Davut Gerigelmez ile kıymetli Belediye Meclis Üyemiz Mustafa Çankaya’nın tartışması da tam bu minvalde.

Dostlar alışverişte görsün.

Yani söz olsun da nasıl olursa olsun. 

Bu şehirde hala denize inemiyorsak, sokaklarda rahatça gezemiyorsak bunun nedenlerini konuşmaktansa oturup kültür kurulanda kaç kadın kaç erkek tartışması yapmanın, diğer taraftan sizinki bizden kara demenin hiçbir anlamı yok.

Bakalım bu hafta mecliste nasıl bir atmosfer olacak. İzleyip göreceğiz.

Kalın sağlıcakla.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —