Huzur KORKMAZ TOPAL - Yaşam Koçu

Tarih: 16.08.2024 10:56

SADECE KURAL DİYE...

Sadece kuralı böyle diye yaptığımız şeyler var.


GÖRDÜKLERİM DUYDUKLARIM

Huzur KORKMAZ TOPAL

Yaşam Koçu

huzur06peri@gmail.com

 Var diyorum çünkü ben kuralcı bir insanım ve kurallarımla yaşamaktan hoşnuttum. Fakat bazen öğretilmiş kurallar bana birazcık eziyet veriyor. Hatta size dün sabah deneyimlediğim bir kuralımdan söz etmek istiyorum. Deneyimledikten sonra da Allah Allah niye ben bunu böyle yaptım diye düşündüm.

Dün sabah dükkânı mı açmayıp kendime bir tatil vereyim dedim ve saat 11:00'e kadar uyudum. Kalktığımda bir gece önceden hazırlamış olduğum sotelenmiş mantarlarım ve yine akşam yatarken altını kapattığım fasulye diblesi yemeklerim hâlâ ocağın üzerindeydi. Her iki yemeği de epeydir canım çok istiyordu. 

Sotelenmiş mantarlara yumurta kırmayı düşünüyordum. Fakat canım en çok fasulye diblesi yemek istiyordu.

Eeeee bu olayın neresinde kuralcılık diyorsunuz değil mi?

Kuralcılık tam şurada: Canım fasulye diblesi çektiği halde öğretilen o yemeğin kahvaltıda yenilmeyeceği kuralı var ya işte o yüzden fasulye diblesi yerine mantar soteye yumurta kırıp yedim. Geç bir saatte kahvaltı yaptığım için de akşama kadar o çok canımın çektiği fasulyenin tadına dahi bakamadım. 

Bu yaptığım aslında kuralcılıktan daha çok öğretilmiş çaresizlik gibi geldi bana.

Küçüklüğümden beri kahvaltı öğününün her zaman zeytin, peynir, tereyağı, reçel, bal, pekmez, yumurta gibi yiyeceklerden oluşturulduğu öğretildi. Bunun dışında yenilen yiyecekler; örneğin patates kızartması, zeytinyağlı yemekler, kek, poğaça ve kurabiyeler başka başka öğünlere ait yiyeceklermiş. 

Bu öğretilmişliği kurallar dahilinde benimsediğim için bunlar benim için sadece öğrenilmişlik değil, kural olarak kabul edildi. 

Daha anlaşılır olması için bir anımı daha aktarmak isterim sizlere...

11-12 yaşlarındaydım Antalya Lara’da Milli Eğitim Bakanlığı'na ait bir kampta tatil yapıyorduk. Açık büfe kahvaltı en çok ilgimi çeken öğündü. Açık büfede yok yoktu ama kavurmadan sigara böreğine, sosis tavadan kremalı pastaya kadar her türlü yiyeceğin iştah kabarttığı reyondan alabileceklerim çok kısıtlıydı. Kural şöyleydi: Kahvaltıda kahvaltılıklar tüketilir. Aslına bakarsanız tatilde olduğumuz için ailem tarafından hiçbir baskı ve kural hatırlatılmazdı. 

Benim için kurallara her zaman ve her yerde uyulmalıdır. Beni asıl şaşırtan bunun bir içsellik olması. Herhangi bir ilişkide bana çok da önemli olmayan bir davranış şekli belirtildiyse ben onu kurallaştırabiliyorum. Bu da biraz mükemmeliyetçi bir anne tarafından yetiştirilmemden ve yapılması gerekli olan ne varsa yapmanın kişiyi değerli kıldığının öğretilmesinden kaynaklı. Aslına bakarsanız bazı kurallar, bazı kişileri maalesef ki hapsetmiş durumda. Tıpkı dün sabah kahvaltıda dible yerine mantarlı yumurta yemek zorunda hissettiğim gibi. 

Benim için kural olan ve maalesef ki hayat arkadaşımı ve çocuklarımı yoran başka öğretilmiş kuralım ise yemekten önce meyve ve tatlı yenmemeli, yatağımız her gün toplanmalı, ev kirlenmese dahi her gün şöyle bir tozu alınmalı, tatil günleri evin eksikleri tamamlanmalı ve ev işleri yapılmalı, misafir gelmese dahi her zaman gelecekmiş gibi hazırlıklı olunmalı...

Kişiliğim gereği kurallara uymak, başkalarını memnun etmek ve yardım etmek bana ayrı bir zevk verir.

Öğretilmiş kurallar dahilinde maalesef ki tek yaptığım başkalarını önümde tutmak ve hayatımı kendim için değil başkaları için yaşamak olmuş. Artık buna son verme zamanım geldi de geçiyor. 

Sizlerin de bu ve buna benzer kurallarınız varsa terk edin. Hayat kısa, önemli olansa siz ve sevdikleriniz. Herkese değil kendinize göre yaşayın. Sadece kural diye mükemmel olmak zorunda değilsiniz, ama çocuklarınız ve sizi sevenler için var olmak zorundasınız.

Sevgi, saygı ve nezaketle kalın.

 


Akın HOCAOĞLU
21.08.2024 11:55:10
Elbette sırtımızda taşıdığımız ağırlıkları etmalıyız.Lakin bazı kurallar önemlidir,insana dair kurallar,insanı hayata bağlar. Unutmadan şunu söyleyeyim,sabahları istediğinizi yiyebilirsiniz.Fasulye diblesi olsa dahi... Saygılar