Mehmet Salih KÖSE

Tarih: 17.02.2025 14:58

MUHACİR NE ACI BİR KELİME

Facebook Twitter Linked-in

KÖŞE BUCAK

Mehmet Salih KÖSE

Eğitim Uzmanı

Eğer o kelimedeki acıyı yaşamışsa insan, farklı duygulara kapılır. Kelimenin kapsadığı varlığı, olayı, nesneyi yaşamamış da sadece okuyup öğrenmişse o hikâye bile acı verir insana.

Bugün Hendek, Düzce, Bolu, Sinop, Samsun ve Ordu yöresinde bazı insanlar için "muhacir" kelimesi kullanılır.  Bu bir sıfattır. Böyle bir aile muhacir gelmiştir. Duyarsınız, umursamaz geçersiniz. Hatta "muhacir" kelimesini kullanan kişi; bir nevi karşısındaki kişiyi biraz da küçümser. Bilmez ki bu kelimenin ne acı hikayesi var. Ne canlar yok olmuş, gitmiştir bu yolda. Coğrafyanın dili olsa da muhacirlik yıllarını anlatsa, Karadeniz'den daha büyük bir deniz olur gözyaşı.

Muhacir, direnmeye, karşı koymaya gücü olmayanların Rize'den, Trabzon'dan, Akçaabat'tan kaçanların adıdır. Çünkü o yıllara kadar, içi içe yaşamış halklardan Rumlar ve Ermeniler işi azıtmışlar; gelen işgal kuvvetleri olan Ruslara güvenerek katliamlara yapmış, ırza, namusa göz dikmeye başlamışlardır. Yani huzur huzursuzluğa dönüşmüş, azınlıklar azdıkça azmış, köyleri, evleri basmış ve yıkmışlardır. Azınlıklar, bu bölgeyi ellerine geçirmek istemişler, bu toprağın asıl sahiplerini göçe zorlamışlardır. "Pontus" hayalleri kurmuşlardır.

"Muhacir " o yıllar açtır, susuzdur. Umutsuzdur. Yorgundur. Yüreği yaralı, bedeni korkaktır. Muhacirlik ölüme doğru yol almak, kaçmaktır. Daha güvenli yerlere varmaktır. Muhacir, Çavuşlu Deresi’nde boğulmak, ıssız dağlarda hastalanıp ölmektir. Muhacirlik Harşit Irmağı’na ağıt yakmaktır. Gözyaşı olup denize akmaktır.

 Rus işgali sırasında yerlerinden yurtlarından olan bir millet; gittikleri yerlerde aç kalmış, çile çekmiş, daha çok yaşlı, kadın, çoluk çocuk insanlardır. Muhacir çıkanlar buradan göçerken bir avuç toprak alıp götürmüşlerdir yanlarında. Yolda ölen büyüklerinin mezarına bu toprağı serpmişlerdir. Öyle anlar olmuştur ki kendilerini yolda soyan insanlara karşı koymuşlar; yalnız gittikleri yerlerde kendilerine "muhacir" denilmesini asla sindirememişlerdir içlerine.

Yüz yıldan fazla zaman geçti. Tam yüz yedi yıl önce olan bu olayı yaşamış insanların torunlarına hâlâ "muhacir" denilir. Bu insanın içini yakmaz mı? Muhacir Mezarlığı, Muhacirin tarlası, Muhacir Mahallesi. Muhacir kızı, oğlu. Yüreklere ateş salan kelime. Aşağılanmaya boyun eğmek, zulme karşı koyamamak, sesini yükseltmemek. Düşüncenin tutsaklığı, duygunun palangaya vurulması değil mi?

Muhacir "yenik" demektir. Dedelerimiz; zorunlu muhacir çıkmıştır. Ama yine de bu topraklar için aşkla, umutla ve inançla Ruslara karşı çıkmanın destanını yazmıştır milislerimiz. Bu sebeple Rus Ordusu Harşit Irmağı’nın doğusunda kalmış, daha çok uzun namlulu gemiden atılan toplarla muhacir çıkanların yolunu kesmek istemiştir.

"Biz ki kurşunların yırttığı / Yahut zulmün sıyırdığı bir semada

Küfre başkaldırmanın erdemini / Sığınak eylemişiz vicdanımıza."

17 Şubat Akçaabat'ın, 24 Şubat Trabzon'un düşman işgalinden kurtuluş günleri.

Ben derim ki; yüreklerimize Allah bir daha Muhacirlik acıları yaşatmasın.

Şu soruları kendinize sorun ve düşünün. Muhacirlik günlerinde çocuklar hangi oyunları oynardı? Anne ve babalar ne koyabildi, o günler çocukların sofralarına?

Muhacirlik ne anlama geliyor? Bir daha düşünelim.

Bugün ABD Başkanı zırvalıyor. Muhacirlikten bahsediyor. Gazze'de yıkılan sadece evler midir? Bugün orada kaç çocuk aç yatıyor? Şarkı söyler oyun onar mı çocuklar Gazze'de? 

  Dün Artvin, Rize, Trabzon, Akçaabat'ta olan Muhacirlik günleri bugün Filistin’de, Gazze'de insanlara yaşatılmak projeleri yapılıyor. Tarihi iyi okumak ve ders almak gerekir. 17 Şubat Akçaabat'ın kurtuluşu; okullarda mukayeseli bir tarih   dersi şeklinde anlatılmalı çocuklara.

Muhacirlik yolunda ölenlere ve şehitlerimize Allah'tan rahmet dilerim.

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —