Cengiz BÖLÜKBAŞI

Tarih: 19.05.2025 14:11

MİKROFON ÖNEMLİ AMA...

Facebook Twitter Linked-in

AKÇAABAT’TAN

Cengiz Bölükbaşı

cengizbolukbasi@gmail.com

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde böyle bir ilçenin var olması elbette gururu verici bir durumdur. 

Düşünün ki artık kültürleşen -Benim de 2002 ile 2011 yılları arasında hizmet ettiğim- bir tiyatromuz var.  Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği Koroları var. Belediye’nin bu konudaki geleneğini sürdürmesi bizim yüzümüzü ak ediyor.

Üretim alanında kim ne yapmışsa sonucu hep mükemmel olmuştur. Akçaabat’ta spor konusu bu durumun en kötü tarafında kalmıştır. 

Akçaabat’ta spor hep angarya ya da bazı mahfiller tarafından para kazanma, şan alma olarak görülmüştür. Yani kulüplerde yönetim kurulu oluştuğunda orada bulunanların birçoğunu protokol tribünü hariç bir uğraşın içinde göremezsiniz. Peki, uğraş veren emek veren kimseler nerededir? Öteye, arka sıralara hatta her yerde koltuk varken senin sandalyeye bakman gerekir bu emektarları görebilmen için.

Kazanırken, iyi giderken yerli yersiz birileri, elinde mikrofon, saçma sapan cümlelerle nasıl kahraman olduğunu anlatmaya çalışır. Çünkü o olamasaydı bu başarılar, bırak gelmeyi, hayal bile edilemezdi. Ama başarısızlık gelince hemen sağlık sorunları başlar, iş yoğunluğu nedeniyle devam eder, “çok yorgunum artık yeni yüzler gelmeli” diye de bitişi yapıp yine giderken mahvettikleri sistemi sözde kahramanca genç nesillere bırakıyormuş gibi yaparlar. 

Ta ki o genç nesil işi sahiplenip kulübü, derneği ya da adı artık her neyse onu bataklıktan çıkarana kadar.

Bundan sonraki süreç böyle olmaz temennisiyle devam edelim. 

Dedim ya Akçaabat şimdi kavruluyor. İnsanların spora karşı ilgisi yeniden canlandı. Bu mükemmel bir olay. Peki ne yapılıyor? Milyonlarca lira profesyonellere veriyor. Seneye çıkıp inmek şöyle dursun yeniden aynı senaryolar ortaya konuluyor. 

Peki madem sporcu tarlası var bu memlekette, nizami ve resmi maçları oynayabileceğimiz bir kapalı spor salonumuz var mı? Yok.

Peki, amiral gemisi olan Sebat Gençlik’in haricinde bir sürü amatör kulübümüz var. Onların resmi maçlarını oynayacağı bir saha var mı? Yok. Nedenini sorunca birileri 25 sene öncesini hatırlatarak başlıyor beylik laflara 

Ben de diyorum ki, “Evet, 25 sene önce Süper lig maçlarını oynadığımız ilçe stadyumu vardı. Yılda yüzlerce maça ev sahipliği yapan nizami bir kapalı spor salonu vardı.” Peki, şimdi. 25 sene ileri mi gittik? Evet, ileri gittik. Ve biz ileri gittikçe fakirleşiyoruz. Artık irticacıyım ben de. Geri gidelim artık. Artık Akçaabat 25 yıl öncesine dönsün.

Mesela yine Tütün üretimi yapılsın, mesela yine stadyumumuz olsun, mesela yine kapalı spor salonumuz olsun. Mesela köfte yine köfte gibi koksun. Helva da helva gibi olsun. Yeter yahu, 25 sene öncesine dönelim ne olur.

Bir toplumu zevksiz, hareketsiz bırakıyorlar ve dönüp bunun adına çağcıllık diyorlar. Olacak iş değil.

İzmir’in Altınordu Spor Kulübü’nü bilmeyen mi var? Onun çapına şimdilik yetişilmez ama amaç edinilirse 10 yıl sonrasının Altınordu’su Akçaabat olur. Elbette mikrofondan ve saçma sapan konuşmalardan daha da önemlisi var diye düşünenler için.

 Kalın sağlıcakla.

 

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —