Geçtiğimiz günlerde, yeni taşındığım apartmanın merdivenlerinde genç bir çiftle karşılaştım. Taşınmalarına yardımcı olabileceğimi düşündüm ve "Hoş geldiniz, bir şeye ihtiyacınız olursa ben alt katta oturuyorum," dedim. Bana şaşkınlıkla baktılar, sanki başka bir dünyadan gelmişim gibi. Yüzlerindeki bu şaşkınlık, beni derin bir düşünceye sevk etti: Ne oldu bizim o eski sıcak mahalle kültürümüze?
Çocukluğumda, komşularımız bizim ikinci ailemiz gibiydi. Annem, komşu teyzelerin bahçelerinden topladığı domatesleri paylaşıp sohbet ederdi. Bayram sabahlarında, kapı kapı dolaşıp büyüklerimizin ellerini öperdik. Komşularımızın derdi, bizim derdimiz olurdu. O zamanlar, güvenlik endişesi yaşamadan kapılarımızı kilitlemeden uyurduk.
Şimdilerde ise, büyük şehirlerin karmaşasında kaybolduk. Herkes kendi derdine düşmüş, komşusunu tanımadan yıllar geçiriyor. Apartman toplantıları bile artık sadece bir formaliteden ibaret. İnsanlar birbirinden uzaklaşmış, birbirine yabancılaşmış. Peki, bu değişim neden oldu?
Bence, bu durumun pek çok sebebi var. Teknolojinin hızla hayatımıza girmesi, bizi sanal dünyalara hapsetti. Artık komşularımızla yüz yüze konuşmak yerine, sosyal medya üzerinden iletişim kuruyoruz. Zamanın hızlanması ve herkesin daha fazla çalışmak zorunda kalması, komşuluk ilişkilerini zayıflattı. Ekonomik zorluklar, insanların kendi kabuğuna çekilmesine neden oldu.
Ancak, bu durumun geri döndürülemez olduğunu düşünmüyorum. Mahalle kültürünü yeniden canlandırmak elimizde. Belki küçük adımlarla başlayabiliriz. Yeni taşınan komşularımıza "hoş geldin" demek, apartman toplantılarına katılmak, ihtiyaç sahibi komşularımıza yardım etmek gibi... Küçük ama anlamlı adımlar atarak, tekrar o eski sıcak mahalle kültürünü canlandırabiliriz.
Komşuluk, sadece kapı komşusu olmakla sınırlı değildir. Komşuluk, paylaşmak, dayanışmak ve birbirine destek olmaktır. Hep birlikte bu değerleri hatırlayıp, mahallelerimizi yeniden yaşanabilir kılmak elimizde.
Ben, penceremden dışarı baktığımda, yeniden o sıcak, samimi komşuluk ilişkilerini görebileceğim günlerin hayaliyle yaşıyorum. Çünkü inanıyorum ki, insan insanın yurdudur ve komşuluk, bu yurdun en önemli yapı taşlarından biridir.