AKÇAABAT’TAN
Cengiz Bölükbaşı
Akçaabat siyasi kültüründe şöyle bir sorun gelişmeye başladı son yıllarda En azından benim böyle tahlil ediyorum: Bir kurumun başına öyle ya da böyle gelen bir kimsenin her seçim öncesi kurduğu cümle “ya kardeşim adam yok ki” ya da “biri talip olsa bugün bırakırım” diye başlıyor. Niye güldünüz? Yoksa siz de bu cümleleri en az 20 yıldır çokça duydunuz mu?
Koltuk öyle güzel bir şeydir ki onun tadına doyum olmuyor.
Hele bir de şehirde bir kolu sakatlanmış gibi yürürken ahalinden birinin size “Başkanım” diye hitap etmesi bulunmaz bir nimettir.
Son dönmelerde böyle bir hikâye benim de başımdan geçtiğinden yazıyorum.
Her konuşmasında gelene bırakırım diyenlerin bir gün sonra sokak sokak cadde cadde gezip “adaylığımız ve yolumuz uzun bize yardım edin koltukta kalalım” söylemlerini tebessüm ederek izledim.
Halbuki bu koltuktan çok bıktığını iddia eder bu koltukta oturan. Hatta öyle bir bıkmıştır ki sormayın. Yani şimdi biler bırakırlar koltuklarını. Konuşurken de cümleleri şöyledir: “Şerefsizim bu iş yapılır iş değildir canım.”
Elbette son kertede de şöyle bir cümle kullanılır. “Canım burayı da sokağa terk edemezdik.” Sokak dediği de ona muhalif olma ihtimali olanlardır.
İkinci enstrümanları aday olacak olan her kimse onun için “aman kardeşim çok fevri”, “aman kardeşim çok nazik”, “aman kardeşim çok ciddi” vasıflarını taşır
Bu cümleleri kurarken de kimse o koltuk sahiplerine “sana ne baba, sen kendi işine bak” demeyi de aklına getirmiyor.
Aslında talep şudur: “Şehirde yüz akı edecek işlerimiz yok, bırakın da ömrümünüz kalan 50 senesini buralarda geçirelim.”
Şu yukarda yazdığımı içinden ya da dışından söyleyenlere sonuna kadar katılıyorum. Sizi bıraktık bu şehri; dilediğiniz gibi ölene kadar yönetin. Lakin” kim aday oldu”, “isteyen var da biz mi bırakmadık”, “Ahhh keşke biri alsa” gibi irrite edici yalan, sahte, riyakâr cümleler kurmayın yeter.
Alın şehrin odalarını, şehrin konseylerini, şehrin kulüplerini tepe tepe kullanınız. Ofis yapın oturacak yer yapın, misafir ağırlayın ama kongre öncesi gizli gizli delege seçip hatta seçmeyip keyfinize göre kongre yapıp da sonra “aday oldunuz da mı biz size destek vermedik” gibi genel ahlaka uymayan cümleler de sarf etmeyin.
Şimdi bu cümlelerin muhatabı kim diye soruyorsunuz? Elbette bu cümlelerin muhatapları küçük hesaplar peşinde olanların her biridir.
Bu yazıyı yazdığımda hâlâ Kent Konseyi delege listesini göremedim.
Bu işleri organize eden Kent konseyi Genel Sekreteri olan Akçaabat Belediyesi Özel Kalem Müdürü Recep Şen sanırım olayın çok ciddiyetinde değil ya da mevcut yönetimden öylesine memnun ki kongre takvimini minimize etti. Tebrik ederim.
Bu arada bu konuyu MHP İlçe Başkanı, CHP Belediye Meclisi Grup Sözcüsü, Yeniden Refah Partisi İlçe Başkanı, Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanı, Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı’na bizzat ve sosyal medya üzerinden tüm Akçaabat protokolüme bildirdim. Geri dönüşün olmadığını seçim sonucunda göreceğiz hep birlikte
Son olarak kısa bir festival değerlendirmesi yapacağım. Son yılların en güzel, en kapsamlı ve en donanımlı festivallerinden biri yapıldı. Ön sıralarda protokol gözükmedim ama takip ettim bu yıl yapılanı.
Kendi çocuğumuzu dövme geleneğimiz de çok şükür sürmeye devam ediyor. Samet Piyaleoğlu’nun başından geçeni tüm sosyal medya gördü, duydu, okudu. Yüksek sesle şunu sorayım ve konuyu sizlere bırakıtım: Oraya gelen ünlü sanatçılara Samet Piyaleoğlu’na yapılanı ve ardından yakışıksızca yapılmak istenen algı operasyonu yapılıyor mu?
