KÖŞE BUCAK
Mehmet Salih KÖSE
Eğitim Uzmanı
Biz büyükler, kar yağışını seyre dalmadan; gözlerimiz o renkli camda. Her akşam aynı tipler, aynı sesler. Kılı kırk yardığını zannettiğiniz hukukçular, kendini beğenmiş, gazeteci diye geçinen zevat, ele aldığı konuyu ağızlarında geveleyerek söyleyen siyaset adamları, düşüncelerini empoze etmek için rol yapan televizyon sunucuları. Bırak onları, sal gemileri; biraz da çocuklar gibi karın keyfini çıkar. Boş adamları dinleyip de kara duyguların başına çökmesine izin verme. Aç, bir kar şarkısı dinle ve yağan karın güzelliğini seyre dal. Bu kar yağışı günlerce sürmez.
O her akşam seyre daldığın tipler, bizleri birbirimizden sürekli ayrı düşmemize sebep olmadılar mı? Dün sağ tarafta top çevirenler, bugün sol tarafta. Sol tarafta yer alanlar, bugün sağ tarafta yer almadılar mı? Öyle bir maç oynanmıyor mu? Politika ne siyaset ne bir düşün. Aç oku ve öğren. İkisi arasındaki farkı gör. Dinlediğin çoğu insan politika yapar, siyaset değil. Terimlerin farkını bil ve öyle kullan.
Senin, yaşın başın almış gidiyor. Dünü yaşadın. Ne tipler gördün ne insanlar tanıdın, talihsizlikler yaşadın. Onlar hep önde, sen arkada yer aldın. İnsan kusurlu bir varlık. Doğa hiç de öyle değil. Doğada ne planlanmışsa öyle doğa olayları olur. Bir sel, bir fırtına, bir tipi doğa kusuru sayılmaz. Bilecek ve tedbirini alacaksın. Ya politika?...
Yarın bahar gelecek. Baharı da bahar güzellikleri içinde değerlendir. Kış güzelliklerini erteleme. Sevmeyi bil.
Benim kar yağarken üzüldüğüm, bahçeye çıkıp oynayamayan hasta sakat ve özürlü çocuklar. Bir de hasta yatağında yatan hastalar. Onlar da bu güzel doğa olayını görür. İçlerinden karamsar duygular hiç gitmez. Hepsi denizde mahsur kalan, fırtınaya tutulan gemi kaptanı gibidir. Yine de umut vardır içlerinde.
Bırak o can sıkıntısı, kendini beğenmiş her akşam televizyonlarda değişmeyen insanları. Herkes kavalı, düdüğü kendi çıkarları doğrultusunda çalmakta. Fırsat bu, yağan karın güzelliklerini gör ve değerlendir.
Hayat dediğin zaman zaman eğlence, zaman zaman komedi, zaman zaman da düşünce. Düşüncenin gücü, doğanın güzelliği, yağan yağmur ve kar; insanı yaşama bağlar. Yeter ki sen namuslu ol, yan tutma, her söze de inanma, kar beyazı sevgi taşı içinde. Doğayı ve insanı, yani hayatı çözümle. Çözümleme insanı sevimli kılar.
Bunlar bende bu sabah karın bıraktığı duygular.
Sorma neden yazıyorum diye. Yazmak da kar kadar mutluluk veriyor bana.
Size, bütün yüreğimle söylüyorum. Kar kadar beyaz, temiz kalpli insanları dostum olsun olmasın coşku ile seviyorum. İnsanız, bir gün gelecek kar gibi eriyip gideceğiz. Mal, mülk dilsiz dostların zannedersin. Belki de soyluluğuna simgedirler.
Eğer bir gün sorarlarsa sana “Neyin var?” diye sakın bunları sayma. “Sevgim var. Sevgimden başka hiçbir şeyim yok.” de ve yolunda yürü. Kar taneleri gibi ol. Her kapıya, kara parçasına eşit zerre zerre sevgi bırak.
Kar sevginin çığlığıdır. Sessiz yağar, sesini sadece çocuklar duyar. Bir de biz yaşlılar alsak yağan karın sevgisinden, dünya daha güzel olur. Kar ateşi söndürür, savaşlar durur.
Kar, en çok çocukları sever. Onlara mutluluk getirir. Çocuklar karın dilinden daha iyi anlar.
Çıkın bahçeye, bu duygularla uğurlayın karı, yine bekleriz, güle güle deyin. Böyle duygulara kapılmanızı isterim bütün gönlümle.
Kar, binlerce teşekkür sana. Büyükler kızsa, horlasa, seni kürese, parçalayıp dağıtsa da üzülme; sen yine çocuklar için gel. Hantal ayaklar, ham düşünce, çıkarcı bakış senin anlatmak istediğini bilemez, seni çocuk kalbi sever ve bekler.
Doğa böyle işte. Soğuk havalar da olsa kar yağışı sevilir. Gülerek karşılamak gerekir. Kar, maske takmaz o adamlar gibi. Yüzü hep beyazdır. Kısa sürse de yaşamı, sevgisi bir daha ışıtır öyle erir ve gider. Çocuklar, üzülmeyin gelecek bahar da güzeldir. Kar taneleri o zaman erik ağaçlarında açacak. Sizlerle sevinme sırası kelebeklere, arılara da gelecek. Sizlere çiçekler ve kuzular eşlik edecek. Üzülmeyin her mevsim sizin içindir. Kara, “yine bekleriz” diyerek el sallayın. O sizi dinler, beyazdır yüzü üzmez sizi.