Mehmet Salih KÖSE

Tarih: 09.07.2024 15:20

HER DERNEĞİN BİR HİKAYESİ VARDIR

Temmuz ayı geldi. Artık Karadeniz'de, ayrı ayrı coğrafyalarda ‘dernek’ adı altında etkinlikler yapılır. Bazı insanlar o derneğin kurulduğu yeri bilmez ama adını bilir.


KÖŞE BUCAK

Mehmet Salih KÖSE

Eğitim Uzmanı

 

Böyle adları büyük olan şenlikleri büyüten, o yerlerle ilgili anlatılanlar ve yazılanlardır. Etkinlikler ve coğrafya yazıldıkça derinleşir, değerlenir.

30 Haziran'da Trabzon'dan rüzgâr gibi bir Kültür Yolu Festivali gelip geçti. Bir değer bıraktı mı bu kente diye sorsalar bana “Sadece gürültü, çekirdek kabukları, çöp ve birkaç hatırlı sanatçıya verilmiş onlarca para.” der geçerim. Ama Karadeniz yaylalarında kurulan dernekler öyle değil. Herkes yıllar önce kurulan bu derneklerin az çok, doğru veya yanlış hikayesini bilir. Yöresel giysilere bürünür çoluk çocuk hiçbir davet beklemeden o gün o saat orada bulunur. Çadırlar kurulur eğlenilir.  Geceleri kurulan çadırlarda uyulur. Kafalar hoştur, gam unutulur.

Akçaabat'ta 19-20 Temmuz tarihinde şenlenen bir tepe vardır. Eskiden tütün tarlasında çalışan kadınlara çocuklara verilen en büyük vaat, “dernek zamanı gelsin sizi derneğe götüreceğim” ödülüdür.

Bu derneğin yapıldığı tepeye Hıdır Nebi ya da Hızır Nebi Tepesi denilir. Gürgen ormanlarının tepesinde güzel yeşil bir çimen vardır. Dernek orada kurulur. Bu çimene Argos veya Argolos Çimeni denir. Yunanca Argos, vampir, zalim, kan dökücü anlamına gelir.

 İnsanlar bu çimene gider 19-20 Temmuz'da dernek kurar ve eğlenirler. Ama çoğu insan bu dernek neden kuruldu, nasıl doğdu diye merak etmez. Arada merak eden çıkan insanlar olur. Geçen gün böyle meraklı kişilerden biri olan, aynı zamanda yerel kültürleri içine alan söz yazarı, emekli müfettiş Sebahattin Bakioğlu bana anlattı. Ben de ondan duyduğumu burada naklediyorum. Bu arada türkü yapanlara, beste yapanlara bir bilgi vereyim. Sebahattin Bakioğlu'nun elinde kendi yazdığı çok güzel Akçaabat'ı anlatan şiirler var. Çeşitli etkinliklerde bunlardan yararlanmak mümkün.

Gelelim Hıdırnebi Kayası'ndaki olaya: Yıllar önce bu topraklarda çeteler, eşkıyalar vardı. Yol keser, köy basar, adam kaçırır, insanların malına çöker, kadınlara kızlara musallat olur, insanları soyar, öldürürlerdi. Sebahattin Bakioğlu'nun dedesi (Bakoğun Bekir-/Kır Bıyık Bekir. Doğumu 1775) şöyle demiş. O da bu hikâyeyi dedesinden duymuş.

  Bu dağda çok gaddar, zalim bir eşkıya varmış. Adı Agop’muş. Her türlü kötülüğü insanlara yapıyor, geceleri köyleri basıyor, kadınları ve kızları kaçırıyor, evlerde altınların yerini söyletmek için erkeklerin başına ateşte kızgın sac ayağını geçiriyormuş. İnsanlar “Agop evimizi basacak” diye geceleri uyumuyor, adını duyunca tir tir titriyormuş. Agop geceleri dışarı çıkıyor gündüzleri bu yüksek Argolos Çimeni’nden etrafı gözlüyormuş. Ayrıca gece yapacağı baskınlar için hazırlıklar yapıyormuş.

Bir gün kimine göre ismi Nebi olan bir genç bu eşkıyanın peşine düşmüş. Argos yaylasına gizlice girerek Agop'un kellesini bir vuruşta koparmış ve bir ağaca asmış. Bunu duyan çevre halkı koşarak Argolos Çimeni’ne gelmişler. Agop'un ağaçta asılı kellesini görünce çok sevinmişler. Horon tepmişler. Yedi gün yedi gece eğlence düzenlemiş ve Nebi isimli gence, zor günlerinde imdatlarına yetiştiği için “Hızır” ismini vermişler ve ondan sonra bu gencin adı Hızır Nebi olmuş. Bu efsane haline gelmiş.

 Bu sebeple bu dernek kurma geleneği devam ediyormuş.

Bu yıl da 19-20 Temmuz’da dernek kurulacak. Ancak bu dernek biraz geleneksel kültürden uzaklaşıp, ticari bir etkinliğe dönüştü. Bilhassa Arap turistler, deniz görüldüğü ve Trabzon'a yakın olduğundan burayı tercih ediyorlar. Benim önerim geçen yazımda buraya teleferik kurulmasıydı. Eğer farklı turist çekmek istiyorsak macera severler için yer kızağı da kurulabilecek bir yapıya sahip.

Ben diyorum ki, Trabzon'a bu kadar yakın ve güzel de bir efsanesi olan bu yer çöplere, çirkinliklere, birkaç kişinin çıkarına heba edilmesin. Dağ bisiklet turları yapılsın ama çimenleri yok eden etkinliklerden uzak durulsun.

Trabzon'da yapılan Kültür Yolu Festivali içinde neden bu yerler yoktur? Kültür Yolu Festivali’ne gelen sanatçılara verilen paralar bu yerlerin güzelleşmesi için harcansa daha iyi olmaz mı?

Bunları da bu şehrin turizm görevlileri düşünsün. Teşekkürler Sebahattin Bakioğlu, bu hikayeyi bize taşıdığın için.