Huzur KORKMAZ TOPAL - Yaşam Koçu

Tarih: 12.07.2024 11:01

HAYAT BİR GÜN, O DA BUGÜN

Bir kadın bir gün sabah aynaya bakmış ve kafasında üç tel saç görmüş ve “Anlaşıldı, bugün saçımı öreceğim” demiş ve dediğini yapmış; çok güzel bir gün geçirmiş.


GÖRDÜKLERİM DUYDUKLARIM

Huzur KORKMAZ TOPAL

Yaşam Koçu

huzur06peri@gmail.com

 

Ertesi gün aynaya baktığında iki tel saçı kaldığını görmüş ve “Bugün saçımı açık bırakacağım” demiş ve açık bırakmış; o günü de çok güzel geçmiş. Üçüncü gün aynaya baktığında tek bir tel saç kaldığını görünce de “Harika, bugün saçımı dağınık bırakacağım” demiş ve öyle de yapmış; yine mutlu bir gün geçirmiş. Ertesi sabah aynaya baktığında hiç saçı kalmadığını görünce de “Yaşasın, artık saç derdim kalmadı” demiş. 

“Hayatınız, başınıza gelen iyi veya kötü olaylar değil, başınıza gelen olaylara nasıl baktığınızla alakalıdır.” 

Allah kimseye dermansız dert vermesin. “Rabbim kullarına çekemeyeceği derdi vermez” derdi rahmetli annem. Annem demişken anneliğin ne kadar kutsal ve ne kadar sorumluluk istediğini gösteren bir çalışmayı anlatmak istiyorum.

Amerika’da bir üniversitede yapılan bilimsel araştırmada savaş bölgesindeki çocukları iki gruba ayırmışlar. Birinci gruptaki çocukları annelerinden ayırarak güvenli bir bölgeye yerleştirmişler. İkinci gruptaki çocukları ise bombardıman bölgesinde anneleriyle birlikte bırakmışlar. Çalışmanın sonunda yapılan saptamaya göre, güvenli bölgede annesiz olan çocuklar, bombardıman bölgesinde anneleriyle birlikte olan çocuklardan daha çok korkmuş ve ürkmüş oldukları saptanmış. Böylelikle savaş anında dahi “bir tek annem olsun bana yeter” sonucu ispatlanmış oldu. Hal böyle olunca da annelerin daha metanetli ve daha sağlam durmaları gerekiyor sonucunu çıkartabiliriz. 

Hayatımıza nasıl bakarsak öyle yaşarız. Hayat değiştiremeyeceğimiz şeyleri değiştirmekle uğraşacak kadar uzun değil. Her insan kötü olaylarla karşılaşır, önemli olan o kötü olayı lehimize çevirebilmektir.

 Köylünün birinin eşeği kuyuya düşmüş, eşek başlamış acı acı bağırmaya. Köylü nasıl yapsam da çıkarsam diye düşünürken eşeğin yaralı olduğunu görüp onu oradan çıkartamayacağını anlar. Köylü kara kara düşünürken aklına dahiyane bir fikir gelir! Eşeğinin daha fazla acı çekmemesi için onu kuyuya gömmeye karar verir ve başlar kuyunun içerisine toprak atmaya. Köylü kuyuya toprak attıkça eşek başlar bu toprağı üzerinden atmaya, toprağı üzerinden atan eşek onu gömmek için atılan toprağı ayaklarının altına alarak her seferinde biraz daha yükselerek kuyudan kurtulur. 

Hayat bazen biz insanların üzerine gelir. Üzerimizi toprakla örtmeye çalışan çok olur. Bunlarla baş etmenin tek yolu şikâyetçi olmak değil, düşünüp silkelenip yukarı çıkmaktır.

Bir bilge bir suyun kenarında oturuyormuş. Çok susamış olduğu her halinden belli olan bir köpek suyun başına birkaç kez gelip tam su içeceği zaman korkup gidiyormuş. Bu olay bilgenin dikkatini çekmiş, olayı dikkatlice incelemiş ve suyun başına gelen köpeğin tam suyu içeceği zaman kendi yansımasını görüp korktuğunu bu yüzden suyu içmeden kaçtığını anlamış. Sonun da köpek susuzluğa dayanamayıp kendini suya atmış, kendi yansımasını görmediği için rahatça suyunu içmiş. Bilge bu olaydan şunu çıkarmış: “Bir insanın istekleri ile arasında çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkuları ve engelleri vardır. İnsan kendi içindeki korkuları ve engelleri aşarsa isteklerine ulaşabilir.”

İsteklerimize ulaşabilmek, zorlukları aşabilmek ve sana güvenen insanlara karşı mahcup olmamak için hayatına yön vermenin zamanı geldi. Hayat bir gün o da bugün deyip ayağa kalk ve gücüne güç kat.

Sevgi, saygı ve nezaketle kalın.