KÖŞE BUCAK
Mehmet Salih KÖSE
Eğitim Uzmanı
Kaçmasın avucumdan sımsıkı tuttuğum umut. Yanmasın yürekler, çiçek açsın dağlar tepeler.
Acımasız dünya bir de dinlensin, acıları unuttursun. İnsanlar yürekten merhaba, günaydın desinler birbirlerine hiç karşılık beklemeden. Temiz dünyaları olsun çocukların. Uçurtmalar verelim ellerine, ufuklara uçursun.
İsterim dümende öğretmenler olsun. Ama biliyorum vermezler. Bilirler ki onlar minik yüreklere çiçek ekecekler. Kuşkuya, kedere yer vermezler. Çocuk, gençlik iyi yetişsin. Gülsün. Çocuk kahkaha demektir bilirler. Çocuk sesi çınlatsın dünyayı isterler. Mavi göklere özgürce uçsun kuşlar, turnalar, beyaz güvercinler isterler. Hep kardelenler olsun isterler. Kara kâbusları değil, gönüllere sevgiyi yüklerler. Bunun için Güneş gözlülerin, ulu çınarlar yetiştirmesini istemezler. Öğretmenlik hiç de bazılarına göre çok da kolay değil.
Bu ay, bu hafta herkes en çok sevdiğinin gözlerinde sabah kahvelerini içsin. Koparmasın dalından bir çiçeği. En çok sevdiğine “sen benim çiçeğimsin” desin. İsmini ağaçlara, taşlara değil gönlüne yazsın. Dert mi, sorun mu; bu hafta unut gitsin. Dost kalın dostlarınızla, dostlarınızı çoğaltın, dost sohbetleri dolsun evlerinize. Kaldırım taşları sevgi yağmuruyla ıslansın. Ne han isteyin ne de saray. Mutlu olun o küçücük yoksul kulübenizde.
Dağlarda yükselsin sisler. Sesi kesilmesin kulağında merada otlayan koyunların, çobanın çaldığı kavalın. Gökkuşağını arayın yağmur sonrası gök yüzünde. En güzel rengi alın gökkuşağından verin sevdiklerinize. Korkmayın; cömerttir, darılmaz, küsmez. Zaten sizleri içindir o renkler denizlerin ötesinde.
Nimetiniz bol olsun. İsraf etmeyin. Eğer fazla gelmişse o sözü hatırlayın: “Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Paylaşın sevinçle. Varsın çok parası olsun ağaların, beylerin. Özenmeyin. Som altınlar yüklenmiyor meçhule giden gemiye.
Paylaşım ve sevgi varsa yaşamak var. Karanlıklar aydınlığa yol alsın. Yıldızlar panayır kursun geceleri. Ay bir kenarda otursun beste yapsın sabaha. Çiçeklerin sabırsız olanı isterlerse geceleri açsın. Yeter ki baykuş ötmesin geceleri. Bir kaya üzerinde büyüyen çiçeğe sorun, neden bu yeri seçti diye.
Unutulmuş kapıları, aylarca kapalı kalmış kapıları tıklatın. Hâl hatırını sorun yaşlıların. Varılmayan yolların Yunus'u, Hacı Bektaş-ı Velî’si olun. (Mevlana diyemiyorum. Hakkında birkaç kitap okudum, gönlümden düştü.) İsterseniz Karacaoğlan olun, Pir Sultan olun. Alın sazınızı elinize diyar diyar söyleyin, anlatın sevgiyi, barışı, insanlığı, dostluğu.
Kapınızda serenat yapsın sizlere sabah bülbülleri. Bir gül dikin bahçenize bülbül her sabah gelsin diye. Sevdiklerinizle toplayın bahçenizdeki sebzeleri. Gülleri alın vazonuza yerleştirin, eviniz de gülsün.
Yakın zaman sonra gelecek zafer ayı Ağustos. Sonrası Hazan. Kısa zaman kaldı yazdan. Serin kilimleri, sere serpe uzanın çimenlere. Seyredin doğadaki güzellikleri. Derelerin şarkılarını dinleyin. Doysun sevgiye insanlık. Bu yaz erimeli kötülük buzları. Sevgiyi nakış nakış işlemeli güneş, kırlara bayırlara. Sancılı günler, haftalar gitmeli. Dertsiz doğmalı gün. Hasretten ve hasetlikten çatlamamalı toprak ve gönüller. Tavşan dağa küsmüşse burada dağın suçu ne? Sormalı diller. Esir alınmalı siyahlar, beyazlara tanınmalı özgürlükler. Ayazlar üşütmeden güneş doğmalı. Yorgun olmamalı kır çiçekleri. Dua dudaklarda değil gönülde olmalı. Yağmur yağıyorsa eğer adı Nisan yağmuru olmalı. Şimşek çakacaksa eğer korkutmadan çocukları çakmalı, nur saçmalı. Ne çoban ne de sürüsü yağmura, kara tutulmamalı. Kuzular sütsüz, anneleri otsuz kalmamalı.
Feryat edenlerin sesleri duyulmalı. Feryatlara destanlar yapılmamalı. Sorun varsa eğer zamanında çözülmeli. Ne artık ezik nağmeler dinlenmeli ne de yanık türküler söylenmeli. Dert bitmeli. Akşam güneşi şiir şiir vurmalı. Loş sokaklar şarkı söylemeli, son yolcu sağlıklı hedefine varmalı. Ay dededen biraz mehtap istemeye insanların yüzü olmalı.
Hüzün susmalı bu hafta. Yürek yanacaksa kızıl gülde yanmalı. Renkler şehirlere verilecekse bordo ve mavi Trabzon'a, kırmızı ve beyaz Akçaabat'a verilmeli. Bu iki kardeş rengin şampiyonluğa, ufka randevusu olmalı. Buna inanmalı şehirler. Sevgi, dostluk, kardeşlik içinde tribünler coşmalı. Bir gemi kalkacaksa Trabzon limanından, içi sevgi ve başarı dolu olmalı.
Duygularım bunları istedi benden. Çok mu istedim yoksa? Mutluluk yağmur gibi yağmıyor. Hiç değilse bu festivaller haftasında mutluluk yağsın istedim. Ben bu duyguyu bu hafta başı buluştuğum öğrencilerimden aldım. Yoksa bu hafta olumsuzlukları yazsam üzülürdü kalemim. Kötülükleri, yanlışlıkları bırakalım labirentlerin akışına.
Feryat figan her gün her saat var. Bizim de bir hafta olsun, mutlu olmaya hakkımız var sanırım. Sakın bana gönül koymayın, ben bu hafta sorunları kapı dışarı attım. Biliyorum doğayı. Biliyorum taşı, dikeni. Biliyorum suyu kirleteni, ormanı keseni, betonları dikeni, ucuz alıp pahalı satanı.
Bu hafta huzura, dostluğa, dostlarla adım atmak istedim. Hiç değilse yüreğime sevgiyi koyar giderim. Yüreğime ilk öğretmenlik yaptığın yılların öğrencilerini ve siz dostları doldurur, yaşar giderim.
Bu haftaki yazım, biraz da kapıldığım duygusal dalgaların esiri sayın. Hatam olmuşsa özür de dilerim.
Ara sıra böyle de oluyor huyum. Hepinize gelsin çiçeklerin en güzeli. Bu hafta isterim hiç değilse bir tane çok sevdiğiniz insan, kapınızı çalsın.
Akçaabat Yeni Haber Gazetesi Sahibi Sayın İsmail Topal sakın söyleme, “Bu ne biçim köşe yazısı?” diye. Sen de seviliyorsun. Bu hafta beni bu hale çok sevdiğim öğrencilerim soktu. İstersen git onlardan sor soracaklarını. Belki de gazetenin tirajı ya artar veya eksilir. Sakın bende kusur arama. Bu hafta böyle bir dertsiz yazı.
Hepinize iyi haftalar gönlümün güzel insanları, güzel dostlar ve okuyucular.