Mehmet Salih KÖSE

Tarih: 08.07.2025 15:31 Güncelleme: 08.07.2025 15:31

BEKLE BENİ, HAFTA SONU ORADAYIM

Yaz geldi, yalnız Karadeniz’de bir türlü ısınmıyor havalar. Bilhassa geceler çok soğuk. Artık karar verdim, hafta sonu o yeşil çimenleri, sarı çiçekleri, ormanları görmek için oradayım.


KÖŞE BUCAK

Mehmet Salih KÖSE

Eğitim Uzmanı

Gideceğim yer ilçemden 260 kilometre uzakta. Güzel bir şehrin güneyinde, Karagöl’e yakın, bir dağın eteklerinde. Yemyeşil doğası ile adeta o yöredeki obaların ağası. Aynı zamanda sabahları ve akşamları sanki kuş cenneti. Yolu biraz dik, yer yer dar ama çoğu yeri asfalt. Yıllarca devam ediyor yol çalışmaları. Sağlı sollu şelaleler ve orman. En tepede kuruluyor yöresel pazar. Kendileri yetiştiriyor kendileri satıyorlar.  İyi gözlem yaparsanız bahçeleri de dik ve yamaç. Düz olan kısımlarına verdikleri isim, Turnalık. Bazıları ‘durmalık yer’ anlamına gelir diyor.  Yokuşdibi'nden sonra en gelişmiş alan. İki fırını, kasabı, kahvesi var. Ayrıca burada gezen tavuk yumurtası almam mümkün. Köylü pazarında marul, kara lahana (onlar pancar diyor), pazı (onlar pezük diyorlar), havuç, turp, bezelye, melocan, pırasa, top lahanası, mantar, dağ çileği, mora, mısır, ıspanak, maydanoz, nane, kekik, patates satılıyor. Çıra yapıp satan da mısır pişiren, patates haşlayan, hatta köy fırın ekmeği, yağ, yumurta da var. Doğa içinde gayet otantik bir alan. Şansınız varsa alabalık satan insanlara da rastlarsınız. Daha güneyde Kayak Merkezi beş yıldızlı otel ve gölet, gölette sazan balıkları var. Tepede Çambaşı adeta büyük bir kasaba. Gerçi benim gideceğim yere on beş kilometre uzaklıkta. Haftası pazartesi günü. Oradan her obaya gidilir. Favori alan benim için Topçam ve Yeşilce. Yeşil yol Topçam'dan geçmekte. Balık mı yiyeceksiniz? Ya Şaziye'nin Çiftliği veya bize daha yakın olan Topçuoğlu Alabalık Tesisi var. Yürüyerek gidebilirsiniz. 

Benim gideceğim yerin adı Taşbaşı. Hani şu televizyonda “Kuzey Yıldızı” isimli bir dizi vardı ya, o filmin çekildiği oba. Önünde koca bir göl, hidroelektrik santraline buradan su toplanmakta. Üç dere arası. Bir yanında Ablak Taşı ve seyir terası, başında Keltepe; çıkıp çevredeki obaları seyredebilirsiniz. Derelerde yüzebilir, akşam vakti Çelik Kıranı'na doğru güzel gün batışını seyredebilirsiniz. Burada yapılırdı bir zamanlar Vosvos Şenliği. Ben Tarkan'ı daha meşhur olmadan önce 1982'de orada gördüm. Moğolları orada dinledim. Cem Yılmaz'ı orada gördüm. Birçok ünlünün yolu oradan geldi geçti.  Ordu Valisi Mustafa Malay’ın orada “denize havaalanı yapacağız” dediğin duymuştum. Bu güzelliği oraya getiren ve turizme hizmet eden de Enis Ayar’dı. Şimdi yakınında, dere kenarında Çelik Kıran Obası altında bir alan bu şenlik için düzenlenmiş. Dinlenmek için gelecek olanlar için çeşitli oteller ve taş evler var. Sabah köy kahvaltısı mı yapmak istediniz, asfaltın kenarında suyu bol ve güzel, tahta barakadan hoş sohbet Serdar'ın yeri var. Mısır ekmeği içine yağ koyarak yiyebilirsiniz.

Canınız sıkılmaz. Eğer altındaki araba güçlüyse Kara Göle, Paşa Konağı'na, Keyfalan Yayalası’na hatta Sivas'ın Eğriçimen Yaylası’na da gidebilirsiniz. Giresun sınırları içindeki buz kayasından buz koparıp serinleyebilirsiniz.

 Ben bu doğal güzellikleri için her yıl bu bölgeye giderim. Yeşil tabiatı, suları, çam kokusu, mantar toplama tutkusu, yaşlılarla (ben de o sınıftanım) sohbeti sevenler için tavsiye ederim. Bir de yayla efsaneleri var. Derelerde eskiden balık tutulurdu, şimdi nesli tükendi. Yalnız göletlerde balık var. Olta balıkçıları için uygun. Farklı kaya oluşumlarını, çeşitli bitki örtülerini, mavi çam ormanlarını görmek mümkün. Karavancılar için Vosvos parkı uygun.  Yürüyüş sevenler sabah ve akşam ormanlar içindeki yollardan yürüyebilirsiniz. Yolu uzatırsanız tahta evlerin arasından geçer, çobanlarla karşılaşırsınız.

Biliyorsunuz yaz ayları ile birlikte her Karadenizlinin aklına yaylalara gitmek gelir. Yaz aylarında yaylalar insanıyla, yemekleriyle, rüzgarıyla, sisiyle, yağmuruyla, müziğiyle bir kültürdür.

Ne yapalım bizim doğduğumuz şehirde yaylamız yok. Biz de yaz ayları eşimin yaylasını mekân seçtik, gidiyoruz. Yaylalar bilhassa Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında daha çok sevilir. Ne kadar güzel olur o su değirmenlerin sesi. Pek de Arap turistlerin henüz keşfetmedikleri yerler buralar. Böyle olunca insan içinde gezince oradaki öz kültürü daha iyi tanır. Taşbaşı ve çevresi bir doğal müze gibidir. O güzellikte ayrıca birçok oba çevrede var.

Yalnız nedense bu yıl galiba bu bölgede çok ziyaretçi yok. Artık zaman zaman sisler içinde kalsa da yaylalar bizi bekliyor. Yalnız yaylaya giden her insan o güzelliği korumalı ve etrafa çöp bırakmamalı.

Bekle beni hafta sonu oradayım.

Yayla dediğin farklı bir hayattır. Yılda bir olsa bile azıcık yaşanmalı.

Anı biriktirmek için yola çıkıyorum. Dostlar yolunuz düşerse beklerim.