Cengiz BÖLÜKBAŞI

Tarih: 27.01.2025 14:21

ASLA HAZIRLIKLI DEĞİLİZ

6 Şubat gecesi bir seyahat dönüşünde, gece saat 4 sularında anında huzursuz bir şekilde uyandım.


AKÇAABAT’TAN

Cengiz Bölükbaşı

cengizbolukbasi@gmail.com

 

 Saate bakınca da şöyle bir telefonumda gezineyim dedim. Gazeteci alışkanlıkları. Haber sitesine gireyim dedim. Birkaç haber sitesinde Kahramanmaraş merkezli deprem olduğu ve ilk belirlemelere göre 200 kişinin öldüğü ve diğer illerde de aynı şiddetin duyulduğu yazıyordu.

Vallahi de billahi de aynen şöyle bir cümle kurdum kendi kendime: Bu sayı 50 bindir. Maalesef dediğim gibi oldu. Gün ışıyınca olayın vahameti ortaya çıktı. Ölümler azımsanmayacak kadar fazla lakin yıkım çokça yok. Neyse şöyledir böyledir derken 9 saat sonra bir deprem daha ve maalesef asıl yıkım orada oluyor.  120 bin kilometre karelik alanda 11 ilimiz, 124 ilçemiz, 6 bin 929 köy ve mahallemiz ağır yıkıma uğradı. 53 bin 537 canımızı yitirdik, 107 bin 213 vatandaşımız yaralandı.

Sonra bir seferberlik ilanı oldu. Yardım seferberliği. Böyle bir manzaraya daha önce hiç şahit olmadım.

Akçaabat bu işi muazzam organize etti. Akçaabat gençlik merkezi üs ilan edildi. Kimin neye gücü yetse akın akın alıp koştu kandaşların, yurttaşların yardımına.

Akçaabatlılar Vakfı’nın merkezi kan alım merkezine dönüştürüldü.

Bir taraftan tırlar yükleniyor, bir taraftan kan alımları yapılıyor, bir taraftan da soğuk kış şartlarına göre soba üreticilerimiz acil soba üretimi yapıyor. Şimdilerde hâlâ burnumun direği sızlar o manzaraları hatırlayınca. Üstünde Atatürk tişörtlü gençle cübbesi takkesi olanlar yan yana yardım çığlıklarına yetişmeye azmediyor.

Sağcısı solcusu, apolitiği, dernekçisi, vakıfçısı, sendikacısı, köylüsü mahallelisi bir arada; kimse kimseye neye inanıyorsun diye sormuyor. Amaç bir an önce bölgeye ulaşmak. Akçaabat merkezli Off Road Kulübü yollar yıkıma uğradıkları için zorlu şartlarda araçlarını hazırlayıp o sabah yola çıktılar bile.

Bu büyük felaketi atlattıktan sonra Akçaabat Belediye Meclisi depremlerle ilgili bir dizi eylem kararı aldı. Çünkü aynı şey bizim başımızda. Son birkaç aydır bölgemizde irili ufaklı depremler oluyor; şiddetleri 3 ilâ 5 arasında. 

Belediye Meclisinin o toplantısının gündeminde Akçaabat’ın da deprem riski taşıdığını, aktif bir fayın Akçaabat’ın güney tarafından geçtiğini öğrendim. Peki ne yaptık biz? Koskoca bir hiç…

Ne zamana kadar peki? Büyük bir yıkım olana kadar.

Neden peki? Çünkü biz böyleyiz.

Geçtiğimiz hafta Bolu’da yangın çıkmış ve 80 yurttaşımız maalesef hayatını kaybetmiş. Aydın Eczanesi sahibi Eczacı Emre Bulut kardeşimin eğitim aldığı yıllarda onun vasıtasıyla tanıdığım ve maalesef ülke gündemine oturan 14 kişilik ailesiyle hayatını kaybeden Dr. Enes Gültekin’e ve tüm ölenlere rahmet diliyorum. Tertemiz, mütevazı bir çocuktu. Navigasyonun öyle çok yaygın ve kısıtlı olduğu zamanlarda 2012 yılında bana mihmandarlık etmişti İstanbul’da. Dedim ya alçak gönüllü, cömert bir kardeşimdi. Mekânı cennet makamı âli olsun. Geride kalanlarına sabırlar ve metanetler diliyorum. Tüm ölenler için…

Şimdi gelelim Bolu’dan Trabzon’a. Trabzon’dan da Akçaabat’ta. 

Otellerimizin böyle bir olayda yangına müdahale edecek yeterliliği var mı? Belediye denetliyor mu? Akpınar’da yangın çıktığında nasıl ve kim müdahale edecek? Belde belediyesiyken bizim kendi imkânlarımızla aldığımız itfaiye arabası alındı elimizden. Belediye binası kapandı. Hizmetler durdu. Yangın çıksa o koca araç oraya intikal edene kadar ne olacak bilen var mı?

Gerçi neyi konuşuyoruz ki? 21. yüzyılın ilk çeyreğinde Akçaabat’ın en kalabalık mahalle kümesini oluşturan yerinde köprü dahi yapılmaya başlanmamışken ben yangını mı konuşuyorum?

Kâğıt üzerinden her şey mükemmel. Ama uygulama. Uygulama maalesef sorunlu ve sakat.

Bu soruların muhataplarından bir cevap alamayacağımı biliyorum. Yine de yazıyorum. Yarın bir gün maalesef haklılığım ortaya çıktığında bir uyarı için delil olsun diye. 

Los Angeles’ta tüm şehir yanmış, ölü sayısı AA’nın 5 gün önceki haberine göre 28 olmuş.

Sanırım ne dediğimi anlamıştır okur yazar olan yurttaşlar. 

Kalın sağlıcakla.