HABERİN İÇİNDEN
Furkan ÇAVUŞOĞLU
Jandarma Astsubay Çavuş
ÇANAKKALE ZAFERİ
Milli birlik ve beraberliğimizin, vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğü uğruna gözlerini kırpmadan, kutsal vatan toprağı uğrunda üstün bir cesaret örneği göstererek canlarını feda etmekten çekinmeyip rütbe ve payelerin en büyüğü olan şehadet makamına erişen ve bizler için her daim onur abidesi olan aziz şehitlerimizi “18 Mart Şehitler Günü” münasebetiyle rahmet ve şükranla anıyor, manevi huzurlarında saygıyla eğiliyorum.
Bugün ayrıca dünyada eşi benzeri görülmemiş, “Çanakkale Geçilmez” nidası ile Türkiye Cumhuriyeti’nin bir önsözü olma niteliğini taşıyan Çanakkale Deniz Zaferi’nin 107, yılını kutlamanın onuru ve gururunu yaşamaktayız. Yalnız bizim tarihimize değil, Dünya Harp Tarihi’ne de bir kahramanlık destanı olarak geçen “Çanakkale Zaferi”, şeref sayfalarımıza da altın harflerle yazılmış unutulmaz bir tarih sayfasıdır.
Çanakkale Savaşı, 1. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu Yarımadası’nda Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir. İtilaf Devletleri Çanakkale Boğazı’nda yenilmez olarak gördükleri donanmalarıyla bu engeli kısa sürede aşarak Osmanlı’yı savaşta saf dışı bırakmayı hesaplıyorlardı. Mehmetçik Çanakkale’de düşmana geçit vermedi. Kanının son damlasına kadar mücadelesine devam etti. Cephanesi biten askerlerine 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Atatürk, “süngü tak” emrini vererek yıllarca Türk Milleti’nin hafızasından silinmeyecek olan, “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimizi başka kuvvetler, başka komutanlar alabilir.” Sözlerini söylemiştir. Ve savaşın sonunda İtilaf Devletleri’nin yenilmez sandıkları güçlü orduları ağır bir yenilgiye uğramıştır.
Çanakkale Zaferi, vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı söz konusu olduğunda Türk Milleti’nin engelleri aşabildiğinin en güzel örneğidir.
Çünkü silah, cephane, askerimiz yeterli olmasa da Yahya Çavuşların kahramanca savaştığı yerdir Çanakkale. Koca Seyit’in yalnızca 276 kiloluk bir top mermisini değil, bir milletin kaderini sırtladığı yerdir Çanakkale. Çelikten bir saldırıya etten siperdir Çanakkale. Vatan aşkıyla, iman dolu ordumuzdur, 57. Alay’dır, kınalı Mehmet’tir, cefakâr milletimizdir, Mustafa Kemal Atatürk’tür Çanakkale.
Bayraklar memleket ufkunu baştanbaşa donatıyorsa bugün, göğsümüz övünç ve gurur doluyorsa bugün, bu vatan benimdir ve benim kalacaktır denilebiliyorsa bugün nice fedakâr kahramanlarımız sayesindedir bu.
Bu duygu ve düşünceler içerisinde başta Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere yüce vatanımız ve milletimiz için canlarını seve seve feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi ise şükranla anıyorum.