Mehmet Salih KÖSE

Tarih: 20.01.2025 16:12

YENİ CAMİ AVLUSU

Facebook Twitter Linked-in

KÖŞE BUCAK

Mehmet Salih KÖSE

Eğitim Uzmanı

Bazı emekliler bu çerçeveyi kırar ve çıkar, yeni yeni yerler arar. Sığınılacak en güzel yerlerden biri de gençlik günleri ve geçmiş hayallerdir.

Ben de bugün, her gün önünden geçtiğim, zaman zaman içine girdiğim, diz çöküp dua ettiğim kentimin en eski yapısı olan Yeni Cami avlusunu bir daha gözümden geçirmek istedim. Sanki daha dün gibi o yıllar. Her gün inip çıktığım, dört bibil ağacının süslediği küçük sokak. Bir tarafında ayakkabıcı Yaşar Merter, yanında berber Dilber. Karşı tarafta Ali Ağa'nın manifatura dükkânı, bitişiğinde yorgancı Şengünler. Her ikindi vakti bibil ağaçlarına gelir konar sivilcik kuşları, cıvıldaşır kavga eder. Ayakkabıcı Yaşar’ın yaptığı ayakkabıları her adam giyemez, daha çok parası olan adamlar yaptırır giyer. Küçük dükkânın etrafında vita yağı kutularında çiçek yetiştirir. Berber Dilber, dükkânı geç açar, erken kapatır, ikindi olunca evinin yolunu tutar. Elinde bir file, içinde erzak ve ekmekler. Öğretmen İsmail mutlaka eve giderken bu dükkanların biri önünde oturur, orta kahvesini içer öyle eve gider.  Bu bölgedeki dükkanlara, elinde askı ile çay ve kahve taşır kahveci Varali. Karşıda Şeker Usta'nın fırını. Zekeriya Hoca, mutlaka bırakır ortaokulda yaptığı yazılı kağıtlarını. Sonra unutur gider. Şeker Amca, bu kağıtlara salı günü helva koyar ve satar. Zekeriya Hoca not defterine gelişi güzel not yazar. Artık kıyafete mi bakar, yoksa aileye göre mi not verir? Onu da Allah bilir.

 Beş altı merdiven ile çıkılır Yeni Cami avlusuna. Merdivenlerin tam altında küçük bir tüfek tamir eden bir dükkân. Buradaki Ayvaz Usta tüfek yapar, tamir eder, şişen fişekleri tüfekten çıkarır, tüfek sahibine verir. Pek öyle insanlarla konuşmaz. Ayakkabıcı Yaşar, ne kadar şen şakraksa bu usta tam tersi. Orta Mahalle’ye giden her insan bu sokaktan geçer. Sabah saat yedide başlar tekel işçileri gelip geçmeye. Selam vermeden geçen olmaz. Bir de Doktorun Bayırı’ndan iner ve çıkarken mutlaka dönülür doğuya, Dürbinar Mezarlığı’nda yatan ölüler için dua okunur. Bu bir kültürdür burada. Dua okumayan ayıplanır.

Yeni Cami avlusunda koca bir çınar. Altında süslü bir şadırvan. Şimdiki şadırvanın yeri değil. Tam avlunun ortasında. Batısında Orta Mahalle yoluna yaslanmış bir çeşme. Çift musluğu var. Daha sonra bu güzel şadırvan alttaki dükkanlara su veriyor diye yıkılmış ve bu çeşme yana doğru büyütülmüştür. Koca çınar, taşları kabartıyor diye hiç acımadan kesilmiş ve sobada odunları yakılmıştır. Buna en çok üzülen, akşam vakti çınarın dalları arasında cıvıldaşan kuşlar olmuştur. Bilmez miydi o zamanki büyükler ağaçlar ve çınar dinin ve milletin bir sembolüdür?  Eskiden ağaçlar daha yüce olurdu. İşte öyle bir çınar. Demek ki bu cami cemaati tabiat güzelliğini sevmesini bilmeyenlerdenmiş.  Çınarı kesmekle, o muhteşem şadırvanı yıkmakla dünü yok ettik. Değerlerini bilemedik. Halbuki ayakkabıcı Yaşar teneke kutular içinde çiçek yetiştiriyor, etrafı sarmaşıklarla, çiçeklerle süslemeye çalışıyordu. O da cami cemaati arasındaydı, demek ki sözü geçerli olmamış. O zamanki Belediye Reislerinin, Vakıf yöneticilerinin ve din adamlarının ufku bu kadar. Bu alan açılınca mahalle çocukları için küçük bir futbol sahası olmuştu. Ramazan günlerinde esnaf, bilhassa müşteri olmadığı saatlerde, ikindi namazından sonra çıkar burada ceviz oynarlardı.

Yeni Cami avlusundan bakınca deniz görülürdü. Caminin denize bakan kuzeyine ve çevresine yüksek bina yapmak yasaktı. Karşısında tek katlı Şeker Usta'nın tepesinde, taş işlemeli fırını vardı. Sonra Atatürk Alanı ve bahçe. Yanında iki katlı Sağlık Ocağı ve deniz.

Şadırvandan güvercinler su içer, insanlar abdest alırdı. Aralarında benim de olduğum okula giden bazı öğrenciler bismillah der su içerdik. Bir de bakır tası vardı. Zincire bağlı.

O zamanlar, müezzinler minareye çıkar; orada ezan okurdu. Caminin müezzini Eyüp Hoca (Kadir Mısıroğlu'nun babası), kilolu olduğundan minareye çıkmaz avludan ezan okurdu. Bu sebeple zaman zaman şikayet edilirdi. Eyüp Hoca aynı zamanda iyi de futbol oynardı gençliğinde. Hamam Çimeninde bir iki defa top peşinde koşarken görmüştüm. En büyük özelliği, elinde pilli bir radyo, avluda dolaşır, Arap radyolarını dinler. Kur’ân-ı Kerim okunursa sesini açar esnafa dinletirdi. Camiyi o temizler, avludaki tozu toprağı o süpürürdü. 

 Yeni Cami, Orta Mahalle'den çıkartılan taşlarla yapılmıştı. Taş işçiliğini Ermeni ve Rum ustalar yapmıştı. Bu sebeple bazı yerlerine kendi sembollerini işlemişlerdir, taşları yontarak. Üzüm salkımı, sarmaşık, üçgen motifler. En güzel örneği caminin minaresinde, hocanın ezan okuduğu yerdeki köşelerde görülür.

 Yeni Cami avlusunun güneyinde bahçe vardı. İçinde incir ağaçları. Daha sonra buraya iki tane imam lojmanı yapıldı. Birinde Cami İmamı Mustafa Hoca duruyordu. Diğerinde, Mevlüt Hoca. Mustafa Hoca küçük çocuklara ücretli olarak burada namaz yolları ve Kuran okumayı da öğretiyordu. Daha sonra bu iki lojman yıkıldı. Ayrıca hiç olmayacak şekilde Yeni Cami’nin Güneyine yüksek bir Kur’ân Kursu binası yapıldı. Ayrıca yanına da bir yemekhane. Cami avlusu küçüldü. Cami kapandı. Sanki şehre göre küçüldü. Halbuki İlçenin en önemli camisiydi. Sakallı Şerif orada vardı. Cenazeler oradan kalkardı.

Şimdi uzaktan ve yakından bakıyorum Yeni Cami avlusuna, o eski güzellikler yok. Ne çınar var ne de kuşlar. Yeni bir şadırvan yapılmış, ama eski şadırvan ruhundan uzak. Sanki burada da ne kadar eski eser, değer varsa hepsini yok ettik. Aslında hesaplar yanlış çıktı. Yine de her şeyi silip atmaya ya zamanları yetmedi ya da birileri buna engel oldu. Bakın mazinin çiçekleri hâlâ benim gönlümde canlı yaşıyor. İnşallah gençler bu değerleri anlayacak ve koruyacak. Tabiatın, tarihi eserlerin, çevrenin güzelliği arttıkça, insanlar sevme ihtiyacı duyarmış. Öyle günler vardı ki bu semtte; burada yaşayan insanlar, ezan sesine, tambur, ud, ney sesine aşıkmış. İnsanlar ve esnaf gayet kibar ve birbirine karşı saygılıymış.

Yarın için güzel şeyler yapmalıyız. Hepimiz bu zamanın içindeyiz. Görüyor, duyuyor ve yaşıyoruz. Sağlıkla ve hoşça kalın sayfa dostlarım, arkadaşlar. 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —