GÖRDÜKLERİM DUYDUKLARIM
Huzur KORKMAZ TOPAL
Yaşam Koçu
huzur06peri@gmail.com
Birbiriyle vakit geçiren insanlar üzerinde bir araştırma yapılmış. Bu araştırmayı, ABD'deki Northwestern Üniversitesi bilim insanları yapmış. Beynin elektrik sinyallerinin senkronizasyonu üzerine çalışan nöroloji uzmanı Prof. Dr. Moran Cerf ve ekibi, birlikte zaman geçiren insanların beyin dalgalarının da zamanla 'benzer' görünmeye başladığını belirlemiş. BBC'nin İspanyolca Servisi'ne bu dalgaların bazı vakalarda iki insan beyninde birebir aynı bile çıkabildiğini vurgulayan Prof. Cerf, “Birbiriyle vakit geçiren insanlarda her iki beyinde de uyum oluşuyor.” demiş ve sözlerini şöyle sürdürmüş: “Sadece iki hafta sonra bile aynı filmi izleyen, aynı kitapları okuyan, aynı tecrübeyi paylaşan ve sadece birbirleriyle konuşan iki kişi, dil, duygu ve bakış açısında ortak kalıplar geliştiriyorlar.”
Prof. Cerf'e göre, zamanla gelişen bu 'beyin ikizliği', sosyal olduğu kadar duygusal ilişkilerde de oluşabiliyormuş.
Bilimsel olarak açıklanan bu araştırmaya biz Türkler, “Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.” atasözüyle onay vermekteyiz.
Yepyeni bir yılın kapısının önündeyiz, iki üç gün sonra 2024 yılı bitiyor ve 2025 yılına merhaba diyecek olmanın heyecanı içindeyiz. Bu yıl için belki her zaman yaptığınız belki de hiç yapmadığınız bir şey yapın desem neler gelir aklınıza? Bunları bilemiyorum ama ben bu yıl yokluğunu duyduğum her ne varsa onlar için kendimden daha aşağıda olanlara bakarken, bilgi olarak gözümü yükseklere dikeceğim. Kimden ne öğrenebilirim, kim benim hem ruhumu hem de düşüncelerimi güzelleştirebilir, kiminle daha verimli tartışabilirim, kiminle daha az gıybet edip daha çok yararlı sohbetler yapabilirim, kim beni daha çok aydınlatabilir, kim beni daha çok verici yapıp daha az bencilleştirebilir... Her şeyden önemlisi de yardımlaşma ve merhameti kim bana daha çok hatırlatabilir. İşte ben bunları düşünerek 2025 yılında hayatıma insanları kabul edip çıkaracağım.
Öğretilen ne çok şeyi unutmuş insanoğlu, sevgiyi, saygıyı, yardımlaşmayı, helal yemeyi, hırsızlığın ve dolandırıcılığın haram olduğunu, kalp kırmanın ve yalan söylemenin günah olduğunu, merhametsizliğin ve tacizin ne dinde ne de ahlâk kurallarında yeri olmadığını, hak yemenin de yedirmenin de insanlık suçu olduğunu ve bunun gibi birçok kuralı.
Kendi adıma şunu söyleyebilirim ki, 2024 yılında başlattığım yukarıda sıraladığım bu değer yargılarının varlığını 2025 yılında da hatırlatmaya devam edeceğim. Çabam gençlerin, ailelerin ve toplumun düzelebilirliğini göstermek. İnsanı insan yapan temel davranışların varlığını, bu davranışların dikkate alınmasıyla toplumsal birlik ve beraberliğin yüceleceğini, örnek ve rol model aile büyüklerinin ve öğretmenlerin tekrar artmasıyla geleceğimizin aydınlanacağını ispatlamak ve bu ispatları sizlerle paylaşmak olacaktır.
Ben gençlere güveniyorum. Gençlik ilgi görmek, varlığını hissettirmek, değerli olduğunu bilmek ve her şeyden önemlisi de fikirlerine saygı gösterildiğini hissetmek istiyor. Çocuklarımız bizim sayemizde dünyayla tanışmış olabilirler. Fakat onların bizler gibi olmalarını bekleyemeyiz. Onlar bu dünyaya gelen kadın ve erkekler öncelikle bunu kabullenip, ona göre davranmalıyız. Bizim görevimiz çocuklarımıza ve çevremizdekilere iyiyi, doğruyu ve adaleti göstermek olmalıdır.
Kiminle vakit geçirdiğimize çok dikkat ederek, “Allah iyilere karıştırsın, iyilerle karşılaştırsın inşallah.” diyorum.
Sevgi, saygı ve nezaketle kalın.