Cengiz BÖLÜKBAŞI

Tarih: 05.11.2024 10:16

KAYMAKAM BEYE SORULAR

Hoş geldim hoş gördüm Akçaabat’ta.


AKÇAABAT’TAN

Cengiz Bölükbaşı

cengizbolukbasi@gmail.com

 İki ay önce Bosna Hersek’teki okulumuzun misafirhanesi için yola çıktık kıymetli hocam Mehmet Salih Atadinç ve kıymetli hayırsever Metro Elektrik sahibi Cahit Öcal Üçüncü’yle. Bulgaristan üzerinden Sırbistan’a ve oradan Bosna’ya ulaşıp, Hırvatistan’dan üzerinden Sırbistan ve Romanya’dan yurda dönüş yaptık. 

Bu seyahatin detaylarını daha sonraki yazılarımda kaleme alacağım elbette. Lakin farklı ülkelerin doğal hayatlarına tanıklık etmek ve onu yerinde yaşamak mükemmel deneyimlerdi.

Bu arada gezdiğinizde asparagas haberciklerin nasıl yayıldığına da şahitlik ediyorsunuz. Romanya safahatından kısa bir anımı paylaşıp dönüş yapayım bizim sokaklara. 

Amcam Halil Bölükbaşı ve halamın çocukları kuzenlerim Orhan ve Osman Öztürk’ün refakatlerinde Romanya gezimizde Bükreş’e yakın Slanic isimli yerde bir tuz madenî var. Yerin 400 metre altında ve devasa bir yer. Turizme açık bir maden. Büyülendim desem yeridir. Böyle bir şey daha önce görmedim, gerçekten harika bir yer. Dün bir sosyal medya hesabında geri zekalının biri burada çekim yaparak, “Adamlar yer altında sığınak inşa ederek dünya savaşına hazırlık yapıyorlar; biz ne yapıyoruz?” notuyla sosyal medyada paylaşmış ve binlerce beğeni almış.

Dezenformasyon budur. Ve bununla mücadele etmek gerek. 

Efendim Balkanlardan gelelim bizim sokaklara. Sayın Kaymakamımızın olağanüstü bir özveriyle yaylarda yıkımlara başlamış olmasını takdirle karşılıyorum. Zira yaylalardaki talan, işgal, rezillik çok şükür Sayın Kaymakamımızın devlet kimliğiyle çözülüyor. Zaten bu yayla merakını da anlanış değiliz değil mi? Yaylalar doğal haliyle kalmalı değil mi? Ama göletler hariç, ama oteller hariç. Ama üst erkanının şatoları hariç 

Buradan Sayın Kaymakama bir çağrım var. O ki yaylarda yıkım yapmaya çok istek ve heveslisiniz, o ki buralar eski haliyle kalmalı, size vatandaşın da ikna olacağı bir yol çizeyim. Yaylardaki camileri ve hocalara ait evleri yıkın. Adamın olmadığı yerde camiye ne gerek var. Hem yeryüzü bize mescit kılınmadı mı? Kıblemiz belli. 

Bu kadar insanın ağlamasına sebep olan kanunun içi boş maalesef. Mera diye bir kavram çıkardılar ki ne olduğunu çıkaran da bilmiyor. 

Aynı 5 dönümden aşağı arazi bölünemez demek gibi. Akçaabat’ta 5 dönüm arazisi olan adama milyoner gözüyle bakıyorlar. Ama dedim ya Ankara’da oturup görmediğin yer için ahkam kesmek kolay bu ülkede.

Adam hayatında denizi televizyonlarda görmüş, almışlar onu deniz ve deniz taşımacılığıyla ilgili bir yere genel müdür yapmışlar. Al sana liyakat.

Neyse konumuza geri dönelim. Sayın Kaymakam çok haklısınız. Yıkın. Bu millet işgalcidir. Sayın Kaymakam yıkın bu millet suistimali de sever. Sayın Kaymakam çok haklısınız. Bu millet başına tokmak indirene aşıktır. Vurun. 

Vurun da o yaylalardaki gözü yaşlılar diyorlar ki: Sayın Kaymakam makam odasının dışına çıkıp şöyle bir deniz havası almaya sahilde gezerken acaba makam masasının üstünde sahilde yıkılacak yerlerin listesini göremiyor mu? Ama öyle göstermelik iki üç tane tavuk kamesi değil ha.

E biz de buradan bunları Sayın Kaymakama özverili görevlerinden dolayı teşekkür ederek sormak istedik. Sayın Kaymakam Bey sahilde yıkılacakları ne yaptınız? Yıktınız mı? Öncelik sırasına göre şehirler daha önde gelmeli ya hani. Hani mesela asfaltı bozulursa, elektriği kesilse, suyu akmasa birkaç saat tüm imkânların seferber edildiği yerin önceliği gibi bu öncelik şehrin merkezinde neden değil?

Bu sorunların cevaplarını alabilirsek daha güzel ve doğru yol yürümüş olacağız. 

Evet dedim ya geldim hoş geldim.

Bu arada bu gazetenin sayfa editörü benim. Kimin isminin büyük kimin isminin küçük yazılacağına bu gazetenin bileşenleri karar veriyor, eşini dostunu yarı yolda bırakanlar değil...

Kalın sağlıcakla...