Huzur KORKMAZ TOPAL - Yaşam Koçu

Tarih: 11.04.2025 09:47

HAYATI BOŞA YAŞAMAMAK

Bazen “bugüne kadar ne yaptım, nasıl yaşadım, yaşam benim için ne ifade ediyor, kiminle ne şekilde nerede nasıl hayatı paylaştım” diye düşünürüz.


GÖRDÜKLERİM DUYDUKLARIM

Huzur KORKMAZ TOPAL

Yaşam Koçu

huzur06peri@gmail.com

Birkaç zamandan beri düşünüyorum iyilikler mi kalıcı kötülükler mi, iyilikleri mi hatırlıyoruz sık sık kötü olan olayları mı? Canımızı acıtan, bizi kıran parçalayan hatta yaşadığımız anda bizi paramparça eden olaylar vardır hayatımızda. Ve bu kırılmışlıkla kendimize bir söz veririz “bunu asla unutmayacağım” diye. Bu sözü vermek ne kadar doğru ne kadar bizi ileriye götürür, biliyorum. Böyle bir söz bizi ileriye götürmektense geçmişimizde yaşatır, kinle doldurur, sevgisizlikle besler ve hayatımızda en mutlu günümüzü dahi zorlaştıran yüklerle yürümemize neden olur. 

Size de oluyor mu? İnternette dolaşırken sık sık önüme çocukluğumdan beri izlediğim ve aklımda yer eden dizilerin bazı bölümlerinden küçük fragmanlar çıkıyor. Bu fragmanlar bana geçmişimizde olan kötü olayları unutmanın, yaşadığımız güzelliklerin tekrar tekrar hatırlamanın önemini ve değerini gösterdi.

Eski dizilerin bu küçük fragmanları önüme çıktığında beni negatif etkileyen, kötülüklerin sergilendiği, göğsümün sıkışmasına neden olan sahneleri çarçabuk geçerken, içime ferahlık ve mutluluk veren, keyif aldığım sahnelerde ise tekrar tekrar seyretmenin hazzını yaşadığımı gördüm. Öyleyse hayatımızda kötü olayları unutmamak yerine iyi olayları hatırlamanın keyfini yaşamalıyız diye düşündüm.

Sevgili dostlar!.. Bize kötülük yapan, kötü olayları yaşatan insanları unutmamak yerine bizleri iyilikle dolduran, günümüzü güzelleştiren insanlarla hayatımızı geçirmeyi tercih etmeliyiz.

Hem zaten yaptığımız kötülüklerle övünenimiz var mı?  “Ben şöyle kötüyüm, ben böyle insanlara eziyet ediyorum” diyerek övünülür mü? Bu şekilde övüneniniz varsa lütfen bu davranışından vazgeçsin; kötülük övünülecek değil utanılacak bir eylemdir. Ne demiş atalarımız: “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır.” Neşet Ertaş da unutulmaz eserlerinin birinde “tatlı dile güler yüze doyulur mu” demiyor mu?

Hayatımızı dolu dolu yaşamak istiyorsak önce kendimize iyi davranalım, kendimizi sevelim, kendimize değer verelim, aynada gördüğümüz kişiye saygı gösterelim. Daha sonra da çevremizdekilere sevecen, saygılı ve kibar davranalım. Yardımlaşmayı hayatımızın temelinde bulunduralım. Çevremizdeki ve hayatımızdaki insanlara davranışlarımız bizim kim olduğumuzu gösterir. 

Hayatımızı boşa yaşamak istemiyorsak arkamızda güzel anılar bırakalım, hayatlara dokunalım, dokunduğumuz hayatları güzelleştirelim. Sevgimizi uçsuz bucaksız gür ormanlar gibi sergileyelim, nefretimizi gece karanlığı gibi gizleyerek kötülüklerden uzak duralım. İnsanların anılarında akıllarında iyilikle güzellikle yer bulalım. Gün gelip de ebedi aleme göç ettiğimizde bu alemde yaptıklarımız bizlere gurur ve övünç kaynağı olsun, arkamızdan “iyi insandı, ruhu şad olsun” dedirtelim.

Sevgi saygı ve nezaketle kalın.