GÖRDÜKLERİM DUYDUKLARIM
Huzur KORKMAZ TOPAL
Yaşam Koçu
huzur06peri@gmail.com
Herhangi bir meselede aynı fikirde olmasam dahi onları onaylamak, dile getirmeseler dahi anlayabildiğim isteklerine karşılık vermek hatta bu isteğin onların değilmiş de benim isteğimmiş gibi göstermek, mutsuzluğuma rağmen mutlu etmek, istemediğim ortamda sırf onlar istiyor diye bulunmak, aile toplantılarında dahi fikrimi söylemek yerine haklısınız diyerek üzerime düşeni yaptığımı zannetmek, büyük küçük herkese hizmet etmek ve daha bir sürü şey...
Peki bu kişi ben miydim? 40 yaş güzel bir dönüm noktası oldu benim için. Kendimi dinlediğim, haklı olduğum konularda diretmeyi öğrendiğim, sevgimi de nefretimi de açıkça hissettirdiğim, mutlu olmak için çabaladığım ve mutsuz olduğum ortamlardan kendimi çekebildiğim harika bir yaş dilimi oldu 40’lı yaşlar.
Bilinçlenmek, doğru ve yanlışı anlayarak hareket etmek, insanların mahcup olmamaları için uğraşmadan had bildirmek, haddini bilmek ve mütevazılığın toplumda yerinin kısıtlandığını öğrendiğim için mütevazılık yapmak yerine açıklayarak izah etmek olarak adlandırdığım 10 yıllık bir dilim olarak geçti 40’lı yaşlarım.
Çocukluğumdan bu yana birçok kişinin elde edemediği hatta haberdar dahi olmadığı ortamlarda gelişimimi tamamladım. Kalabalık bir ailenin 7. çocuğu olarak geldiğim dünyada çok mücadele ettim, çok çalıştım, çok öğrendim, saygın olabilmek için çok çabaladım. Şimdi de 50’li yaşlarımdayım ve şunu çok iyi öğrendim; saygın olabilmek saygılı ortamlarda büyüyen ve saygının ne olduğunu bilen saygın bir çevrede mümkün olabiliyor.
Saygınlık nedir diyenleri duyuyor gibiyim. Saygınlık, bireyin toplum tarafından önemsenmesi ve değerli görülmesi demektir.
Sizlerin de anladığı gibi saygın olmak size bağlı bir şey değil, toplumla ilişkili. Siz ne yaparsanız yapın saygın olmanız için yaşadığınız toplumun sizi anlaması ve önemsemesi gerekmektedir. Önemsendiğiniz toplumda anlaşılabileceğiniz de aşikardır.
Saygınlığın ne olduğunu bilmeyen, yaptığı işin sorumluluklarını yerine getiremeyen, sadece maddiyatı bilip para kazanmakla uğraşan ve sırf parası var diye bir yerlerde söz sahibi konumuna getirilen kişiler ne saygın olabilir ne de saygınlığı anlayabilirler.
Bu yazıyı kaleme almamın nedenine gelince, bu hafta birçok resmi dairede işlerim vardı. Hem ziyaret hem ticaret derler ya işte öylesi bir hafta geçirdim.
Bunlardan birinde yaşadığım bir olay beni bu yazıyı yazmaya mecbur etti. Kişi ve kurum bildirmeden aktaracağım.
Her nereye gidersem gideyim tanıdık tanımadık herkesle selamlaşmak isterim. Selamlaşıp hal hatır sormak insanlık göstergesidir. Amirlerle işlerimi bitirdikten sonra içlerinde tanıdığım kişilerinde bulunduğu bir birime de uğradım. Çalışanlara kolaylıklar dileyerek tanıdığım kişinin yanına gittim ve ayak üzeri sohbetimizi tamamladıktan sonra da oradan ayrılırken girişte selamımı almayan daha önce tanışmadığımı düşündüğüm hanımefendiye hoşça kalın derken kendimi tanıtmak için hamlede bulundum. Kendisi ise pozisyonunu dahi değiştirmeden, elindeki telefonla kaydırmaca yaparken daha önce tanıştığımızı söyleyerek selamımı kasten almadığını bildirmiş oldu. (Yorumsuz)
Anlaşıldığın yerde değerlisin, anlamayanlar değerini bilemezler. Bu seni değersiz yapmaz, karşındakini anlayışsız yapar.
Sevgi, saygı ve nezaketle kalın.