9744,04%0,29
35,48% 0,02
36,57% -0,04
3062,85% 0,33
4905,44% 0,59
Yoğun bakımda zamanla yarışan doktor "hız ve huzuru" tuvale yansıtıyor
TRABZON (AA) - MELTEM YILMAZ KARAKURUM - Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yoğun Bakım Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hülya Ulusoy, "hız ve huzuru" konu edindiği resimlerinin yer alacağı serginin heyecanını yaşıyor.
Lise döneminde ressam olma hayali kuran Ulusoy, çeşitli nedenlerle tıp eğitimi almaya karar verdi. Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki eğitimin ardından Trabzon'da göreve başlayan Ulusoy, meslekte 35 yılını geride bıraktı.
KTÜ Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı'nda 33 yıldır çalışan Ulusoy, yoğun bakımın hızlı temposunda hastaların hayata bağlanması için çaba sarf ediyor.
Resme olan tutkusundan vazgeçmeyerek 15 yıldır bu alanla ilgilenen Ulusoy, bugünlerde sergi açmak için çalışmalarını sürdürüyor.
- "İlk resim sergim olacağı için çok heyecanlıyım"
Prof. Dr. Hülya Ulusoy, AA muhabirine, çocukken kendisine oyuncak yerine boya kalemlerinin hediye edildiğini söyledi.
Lise döneminde ressam olma hayali kurduğunu anlatan Ulusoy, "Lisede başarılı, matematiği, fiziği iyi bir öğrenciydim. En iyi puanlı öğrenciler tıp fakültesine giriyordu, o sayede tıp fakültesine girdim." dedi.
Ulusoy, fakültenin ilk 4 yılında yazları resim yapmaya devam ettiğini belirterek, "Bundan 15 yıl öncesine kadar devamlı boş zamanlarda bir şeyler karaladım. 15 yıl önce ressam Yüksel Baydar'ın atölyesine dahil oldum ve sıfırdan bir öğrenci gibi resim akımlarından tarihçesine, desenlerden perspektif ve renk bilgisine kadar kendimi geliştirerek yavaş yavaş yağlı boyaya doğru ilerledim." diye konuştu.
Sergi açma aşamasına geldiğini ifade eden Ulusoy, "Benim için hobi değil, aslında bir nevi hayali mesleğimdi. Şimdi bu alana biraz daha fazla kaydım ve ilk resim sergim olacağı için çok heyecanlıyım." dedi.
- "Burada ruhumu dinlendirmek benim için terapi gibi oluyor"
Hülya Ulusoy, yoğun bakımın hayatın çok hızlı aktığı, insanların ölüm kalım sınırında yaşadıkları yer olduğunu, orada çalışmanın bambaşka bir iş disiplini gerektirdiğini söyledi.
İdare ve derneklerdeki görevleri dolayısıyla da çok yoğun çalıştığını dile getiren Ulusoy, "24 saate 48 saatlik işi sığdırmaya çalışan, çok hızlı tempoyla yaşayan biriyim. Kendimi gerçekten huzurlu bulduğum, dinlendirdiğim tek alan, resim atölyesinde geçirdiğim zamanlar. Haftanın üç günü açık bir atölye ama iş çıkışından sonra perşembe ve cuma günleri, fırsat bulduğumda da cumartesi tam gün gelmeye çalışıyorum." ifadelerini kullandı.
Ulusoy, sergi dolayısıyla resim çalışmalarına daha da ağırlık verdiğini belirterek, "Atölyede aynı odada çalıştığım arkadaşlarım, telefonumla sürekli sessizliğin bozulmasından çok muzdaripler. Çünkü burada 15 dakikadan daha fazla telefonumun çalmadığı zaman ne yazık ki olmuyor. Bu da işimizin bir parçası yani hayatın sınırında olan insanlar bizden hizmet beklerken tabii ki gereğini yapmamız gerekiyor. Orada öyle yorulurken, burada ruhumu dinlendirmek benim için çok güzel terapi gibi." şeklinde konuştu.
Sergide yer alacak eserlerde hız ve huzuru resmetmeye çalıştığını anlatan Ulusoy, şu değerlendirmede bulundu:
"12-13 büyük eser böyle fakat bu huzuru resmetmeye çalıştığım resimlerde kendi hayatımda olmayan eksiklikleri gördüm. Çünkü ben çok hızlı yaşayan, hızlı düşünmeye çalışan, pek çok işi aynı anda yapmaya çalışan bir insanım. Oradaki o huzurla yaşamımdaki tempo çok örtüşmüyordu. O zaman bir belgesel seyrederken gökdoğan kuşlarının hayatını gördüm. Yırtıcı bir kuş ama ondan daha hızlı uçan bir kuş yok ve bu beni çok etkiledi. Güzelliği, görselliği ve hayattaki misyonu... Ben o huzurlu doğa resimlerimin içine 'Metropol hayatı, iş temposunu, başka streslerin yarattığı hızı da ekleyerek bu ikisini aynı potada eritebilir miyim?' diye hız ve huzurun kesiştiği resimler yapmaya başladım. Resimlerimin sonraki dönemlerinde huzurlu doğanın içinde buna zıt gibi görünen ama aslında içindeki uyumu yakalamaya çalışan dünyanın en hızlı gökdoğan kuşları da var."
Ulusoy, o nedenle serginin mottosunun hızla huzurun kesişmesi olduğunu belirterek, ilk kişisel sergisinin 17 Ocak Cuma günü Trabzon Güzel Sanatlar Galerisi'nde açılacağını sözlerine ekledi.