Tarih: 06.06.2024 21:24

YILDIZLI SAHİLİ ASKERİ KAMP ALANI ve KÜÇÜK İŞLER (!)

Facebook Twitter Linked-in

İşte Türkmen’in o yazısı

YILDIZLI SAHİLİ ASKERİ KAMP ALANI ve KÜÇÜK İŞLER (!)

 

Almanya’da çalışan Türklerden dinlemiştim. Emekliler, yaşlılar evlerinin penceresinden sokağı seyrederler ve örneğin, araçların park yasağı olan yerlere park etmeleri ve bunun gibi kamu düzenine aykırı durumları telefonla yetkililere bildirirler ve bundan büyük keyif alırlarmış. Esasen bu titizliği bütün Alman halkının gösterdiğini biliyoruz. Şikayeti alan yetkililerde gereğini aksatmadan yerine getirirler. Almanya örneğiyle anlatmaya çalıştığımız bu durum, gelişmiş batı toplumlarının hepsinde benzer şekildedir.

        Buradan hareket ederek, yaklaşık iki yıldan bu yana gözlemlediğim ve takip etmeye çalıştığım bir husustan bahsedeceğim. Yıldızlı Mahallemizin sahilinde; geçmişte Trabzon’la birlikte Bayburt, Erzincan ve Erzurum gibi civar illerdeki askeri birlikler için yazlık dinlenme ve tatil yeri olarak kullanılan bir askeri kamp vardı. Kullanıldığı yıllarda sahilinden, denizinden istifade edilen, çok kalabalık ve canlı bir kamp yeri idi. Önünde boydan boya siyah kumlardan oluşan çok güzel bir kumsal vardı. Zamanla, bölgemize göre daha uzun bir deniz sezonu olan Akdeniz ve Ege sahillerine ilginin artması ve belki de bilemediğimiz başka sebeplerle bu kamp yeri kullanılmaz oldu. Yaklaşık 35 yıldan beri atıl vaziyette durmaktadır. Yedi sekiz yıl önce yeniden harekete geçilerek burada uygulanmak üzere; kapsamında orduevi tarzında bir konaklama, komutan konutu ve sosyal tesislerden oluşan bir proje Akçaabat Belediyesine onaylattırılmıştır. Ancak, bugüne kadar yapım aşamasına geçilmemiştir. Eğer kısa zamanda burada bir çalışma başlatılamayacaksa, adeta sahilde bir çam ormanı görünümündeki bu alan daha fazla atıl halde bekletilmeden Belediyeye devredilerek bölgemiz insanlarının yararına değerlendirilmelidir.

         Yazının giriş bölümünden de anlaşabileceği gibi, burada anlatmak istediğim başka bir konu var. Akçaabat ve Trabzon şehir merkezlerine çok yakın olan bu güzel alan, birkaç yıldan beri bir vurdumduymazlık sonucu tahribata uğramaktadır. Askeriyeye tahsisli hazine malı olan bu alanın batı sınırından Sera ( Yıldızlı ) deresi denize dökülmektedir. Bu derenin denizle birleştiği ağız kısmında çok güzel kum ve çakıl birikmektedir. Geçen senenin ilk aylarında fark ettim ki, dere ağzından başlamak suretiyle içeriye doğru günlerce devam ederek büyük miktarlarda kum çakıl çekilmektedir. Geçen yıl, kum-çakılı bir yerel resmi kurum çekiyordu. İlgililere yapılanın yanlış olduğu yönünde uyarıda bulundum, ancak etkili olmadı. Bu senenin ilk aylarında aynı yerden tekrar malzeme çekilmeye başlandı. Araştırdığımda, buradan malzeme çeken kamyon ve araçların, bölgemizde de iş yapan, Türkiye’nin en büyük firmalarından birine ait olduğunu öğrendim. Bu nasıl olur diyerek, buralara sahip çıkmaları gerektiğini düşündüğüm yerel kamu kurumlarına haber verdim. Ancak, firmanın elinde dereağzından yukardaki karayolu köprüsünün altında biriken malzemeyi boşaltmak üzere, bir resmi kurumun verdiği izin yazısı olduğu söylendi. Dere ağzı derinleştirilerek boşaltılmaya devam edildi. Peki sonuçta ne oldu? Arkasından gelen fırtınalı ve dalgalı günlerde, deniz eski kamp sahasını sahilden itibaren boşaltarak dere ağzında boşalan malzemenin yerine taşıdı. Bunun sonucunda, eskiden çayır çimen olan yerleri deniz aldı. Ağaçları ve aydınlatma direklerini kopardı. Denizin içerisinde kalan ağaçlar kurudu.

         Dere ağzından kum-çakıl alınması, muhtemelen yukarılardan derenin malzeme getirdiği varsayımına göre yapılmıştır. Eğer böyle düşünülmüşse, bilinmeliydi ki biraz yukarıda derenin üzerinde bulunan Sera Gölü kum-çakıl geçişine izin vermemektedir. Bunu anlamak için mühendis olmaya veya çok şey bilmeye ihtiyaç yoktur. Hal böyle iken, niçin buradan sürekli malzeme alınmasına müsaade edilmiştir. Verilen izin doğrultusunda sadece köprünün altı boşaltılsaydı bir diyeceğimiz olmazdı. Bu özensiz davranışlara karşı çok şey yazılıp söylenebilir. Ancak, sözü daha çok uzatmak istemiyorum. Biz neden Almanya, Japonya ve benzerleri gibi olamıyoruz? Bu küçük işlerden (!) hareket ederek düşünmek gerekir.

          Çeşitli zamanlarda, olayın seyrini kısmen de olsa gösterebilmek için çekilen fotoğraflardan bir kısmı ek olarak verilmiştir. Toplumumuzun bilinçlenmesini, benzer yanlışlara meydan verilmemesini, çevreye ve Kamu malına herkes tarafından sahip çıkılmasını temenni ediyorum.

 

Şefik TÜRKMEN

İnş. Yük. Müh.

 

HABER MERKEZİ




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —