Türkiye’de dördüncü sınıf seviyesinden yaklaşık 4 bin 500, sekizinci sınıf seviyesinden ise 5 bine yakın öğrenci yanıtladığı sorular ve tamamladığı anketler baz alınarak hazırlanan raporda Türkiye, dördüncü sınıf fen bilimleri alanında 59 ülke arasında dördüncü sırada, sekizinci sınıf fen bilimleri alanında ise 44 ülke arasında yedinci sırada yer aldı. Türkiye dördüncü sınıf matematik alanında ise 553 ortalama puanla 59 ülke arasında sekizinci sıraya yerleşirken, sekizinci sınıf matematik performansında 44 ülke arasında da sekizinci sırada yer aldı.
Türkiye hem dördüncü sınıf hem de sekizinci sınıf seviyelerinde her iki alandaki puanlarını artıran beş ülkeden biri oldu.
Raporun çıktılarıyla ilgili bir analiz yapan Trabzon Üniversitesi Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Miraç Aydın şunları ifade etti:
OECD raporları ve geniş kapsamlı tarama çalışmaları, ülkelerin ekonomik ve teknolojik kalkınma düzeyleri ile öğrencilerin fen ve matematik kavramlarına hâkim olmaları arasında güçlü bir ilişki olduğunu belirtmektedir. Raporlara göre, bir ülkede fen ve matematik okur-yazarlığına sahip çocuk ve gençlerin sayısı ne kadar fazlaysa, o ülkenin geleceği de o ölçüde güvence altındadır. O nedenle, öğrencilerin fen ve matematik bilgi ve beceri düzeylerini ölçmek ve onların geleceğe ne kadar hazır olduklarını ortaya çıkarmak gerekmektedir. Bu tür değerlendirmeler ulusal ölçekte sınavlarla yapılsa da çeşitli kuruluşlar veya üniversiteler tarafından uluslararası karşılaştırmalı araştırmalar da gerçekleştirilmektedir.
Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu (IEA), birçok ülkenin katılımıyla dördüncü ve sekizinci sınıf öğrencilerinin fen ve matematik performanslarını ortak bir çerçevede değerlendirmektedir. IEA tarafından yürütülen Uluslararası Matematik ve Fen Bilimleri Eğilimi (TIMSS) araştırması, bu amaç doğrultusunda dört yılda bir öğrencilerin fen ve matematik alanlarındaki yeterliklerini çeşitli testler uygulayarak ölçmekte ve sonuçlarını ülkelerin durumlarını karşılaştıran bir rapor eşliğinde yayımlamaktadır. TIMSS aynı zamanda başarıyı etkileyen faktörleri de anketlerle ortaya çıkarmakta ve ders performansları ile ilişkilendirmektedir. Örneğin, okul disiplini; öğrencinin okul öncesi eğitime katılma durumu, öğretmenlerin deneyimi, fen ve matematik derslerine yönelik tutumları ve kullandıkları yöntemler gibi faktörleri de incelemektedir. Bu faktörler ile öğrencilerin fen ve matematik başarısı arasındaki ilişki de sunulmaktadır. TIMSS araştırmasına katılan ülkeler, sonuçlarına göre öğrencilerinin başarılı oldukları veya eksiklik yaşadıkları alanlara yönelik stratejiler ve eğitim politikaları geliştirmektedir. TIMSS araştırması müfredat, öğretmen ve okul yönetimi performansları hakkında da çıkarımlarda bulunmayı da sağlamaktadır. Ülkemiz de Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) koordinasyonunda bu araştırmaya katılmaktadır.
2023 yılına ait araştırma bulgularını içeren son rapor, 4 Aralık 2024'te (dün) kuruluşun YouTube kanalından canlı yayınlanan bir toplantı ile paylaşıldı. IEA'nın internet sayfasında yayımlanan ve MEB'in bir bölümünü Türkçe'ye çevirerek yayımladığı rapora göre, 650 binden fazla öğrenciden veri toplandı. Veri toplanan okullar arasında Trabzonda’ki bazı okullar da yer aldı. Türkiye’de dördüncü sınıf seviyesinden yaklaşık 4 bin 500, sekizinci sınıf seviyesinden ise 5 bine yakın öğrenci soruları yanıtladı ve anketleri tamamladı. Türkiye, dördüncü sınıf fen bilimleri alanında 59 ülke arasında dördüncü sırada, sekizinci sınıf fen bilimleri alanında ise 44 ülke arasında yedinci sırada yer aldı. Dördüncü sınıf matematik alanında 553 ortalama puanla 59 ülke arasında sekizinci sıraya yerleşirken, sekizinci sınıf matematik performansında 44 ülke arasında da sekizinci sırada yer aldı. Türkiye, hem dördüncü sınıf hem de sekizinci sınıf seviyelerinde her iki alandaki puanlarını artıran beş ülkeden biri oldu.
Rapora göre, ülkemiz bağlamında, disiplinin sağlandığı, güvenlik sorunlarının olmadığı, akran zorbalığının yaşanmadığı ve yönetimin başarıya büyük önem verdiği okullarda öğrenci başarısının daha yüksek olduğu belirtilmektedir. Okul öncesinde okuma yazma ve sayıları öğrenerek temel eğitime başlayan öğrencilerin başarılarının daha yüksek olduğu, ancak iki yıldan fazla okul öncesi eğitime devam eden öğrencilerin başarılarındaki artışın düşük olduğu ve hatta bazı durumlarda düştüğü rapor edilmektedir. Öğretmenlerin deneyimleri ile öğrenci başarıları arasındaki ilişkiye dair bulgularda, deneyimli öğretmenlerin öğrencilerinin daha başarılı olduğu da ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, öğretmenlerin kullandığı öğretim yöntemleri ve öğrencilerin derse karşı tutumlarının, başarı üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu vurgulanmaktadır.
Ülke olarak sıralamalarda ilk çeyrekte olmak ve ileri yeterlik düzeylerinde daha fazla öğrencinin bulunduğunu görmek son derece mutluluk verici. Öte yandan, raporu dikkatlice okumak, üzerinde yansıtmalar yapmak, güçlü ve zayıf olduğumuz alanları tespit edip bunları giderecek adımlar atmak ve stratejiler geliştirmek son derece önemli. Mevcut tablonun oluşmasına etki eden faktörleri ortaya çıkarmak için özellikle veri toplanan okullarda araştırmalar yapmak gerektiği de bir gerçek. Halihazırda, başarının altında yatan etmenleri tespit etmek için ancak bazı tahminlerde bulunabilir ve hipotezler geliştirebiliriz.
Daha önceki TIMSS araştırmalarında yüksek başarı gösteren Singapur, Japonya ve Finlandiya gibi ülkeler, bu konuda pek çok araştırma yayımladılar ve çalışmalarına devam ediyorlar. Nanyang Teknoloji Üniversitesi'nden Prof. Lee Yew Jin Lee ile yaptığımız görüşmede, Singapur'un başarısının altında yatan faktörün, öğretim programının TIMSS'in fen ve matematik çerçevesiyle aynı olmasında yattığını belirtiyor. Helsinki Üniversitesi'nden Prof. Maija Aksela, Finlandiya'nın başarısını okul ile eğitim fakültelerinin güçlü işbirliğine vurgu yaparak açıklıyor. Eğitim fakültelerinin okulların AR-GE birimleri olarak düşünülmesi gerektiğini, tasarım tabanlı araştırma (design-based research) metodolojisinin kullanmanın ve dünyadaki bilim insanlarıyla sıkı bir işbirliği halinde çalışmanın etkili olduğunu belirtiyor. Japonya'dan bilim insanları, ders imecesine (lesson study) vurgu yapıyor ve öğretmen ile eğitim fakültesindeki hocanın birlikte çalıştığını, okuldaki dersleri birlikte planladıklarını ifade ediyorlar. Sıkı işbirlikleri sayesinde sahadaki sorunların fakülte ile işbirliği halinde çözüldüğünü ve başarının bu şekilde artırıldığını belirtiyorlar.
Ülke olarak sergilediğimiz performansın nedenlerine dair ortaya atacağımız faktörler, deneyimlerimiz ve muhakeme yeteneğimizle sınırlı kalacak ve teyide muhtaç bilgiden öteye gidemeyecektir. Bu nedenle, bizdeki başarının nedenleri de tıpkı diğer başarılı ülkelerin yaptığı gibi güçlü araştırmalarla ele alınmalıdır. 2023 teki başarının nedenleri için olası hipotezler öne sürülebilir. Örneğin, ulusal sınavlarda sorulan beceri temelli soruların TIMSS ve PISA gibi uluslararası karşılaştırmalı araştırmalarda kullanılan soru tiplerine yaklaştırılması, bu durumun ortaya çıkmasında etkili olmuş olabilir. Özellikle MEB tarafından yayınlanan raporda belirtildiği gibi, öğrencilerin TIMSS sınavındaki soruları çözmek için sahip olması gereken becerilerin kazanımlara yerleştirilmesi, çocukların soruları kolayca çözmelerine katkı sağlamış olabilir. Zira, fen ve matematik için TIMSS'in sunduğu çerçeve, bütün dünya için ortak bir fen ve matematik öğretimi alanı sunmakta ve konu bütünlüğü sağlamaktadır. Özellikle 2013 ve 2018 fen öğretim programlarının bu çerçeveye yaklaştırılması, öğrencilerimizin ortak çerçeveye uyumlu kazanımlara uygun sorular çözmeleri TIMSS sorularını da kolayca yapabilmelerini sağlamış olabilir. Ayrıca, şehirlerde Milli Eğitim Müdürlükleri bünyesinde ölçme ve değerlendirme birimleri kurmak ve beceri temelli sorular üretmek veya yaygınlaştırmak, bu durumun oluşmasına katkı sağlamış olabilir. TIMSS 2023’teki başarının bir benzeri, fen eğitimi alanındaki araştırmacılar tarafından da sergilenmiştir. “Science &Education” isimli dünyanın en saygın dergilerinden birinde 2023 yılında bilim dünyasıyla paylaşılan çalışmaya göre, dünyada en iyi araştırmalar, ABD, Avustralya ve İngiltere’nin ardından Türkiye’deki fen eğitimi araştırmacıları tarafından gerçekleştirilmektedir. Buradaki başarı ile TIMSS'teki başarı arasındaki ilişki ele alınmalı, bu araştırmacıların öğretim programları ve strateji geliştirme süreçlerine dahil edilmesi gerekmektedir.
TIMSS 2023’teki başarının nedenleri ile ilgili bu ve benzeri hipotezler kurgulanabilir ve sayılar da artırılabilir. Ancak bunlar birer hipotez ya da enformasyon olmaktan öteye gitmeyeceği için, muhakkak araştırma aracılığıyla doğrulanmalı ve bilim camiası ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Başarı kadar, başarının sürdürülmesinin de önemli olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Mevcut durumun iyi analiz edilmesi ve başarının nedenleri, öğrencilerin anladığı ve anlamadığı kavramlar, bilişsel ve içerik alanlarındaki performanslar ve başarıyı olumsuz etkileyen faktörlerin iyileştirilmesi için yapılması gerekenler gibi konularda araştırmalar eliyle durumun sürdürülebilir olmasının önü açılmalıdır.