Bu bağlamda, Akçaabat'ın eski belediye başkanı ve İnşaat Yüksek Mühendisi Şefik Türkmen, Ortamahalle Müzesi ve Akçaabat'ta yapılan müze çalışmaları üzerine kıymetli düşüncelerini paylaştı.
İşte Türkmen’in Ortamahalle Müzesi ve Akçaabat’ta müze çalışmaları üzerine kaleme aldığı yazı;
“Bu yılki müzeler günü, 18 Mayıs 2024 Cumartesi günü Trabzon Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü öncülüğünde Akçaabat Belediyesinin katkılarıyla Ortamahalle Müzesi’nde kutlanmıştır. Başta Trabzon valimiz olmak üzere buraya birçok kurum, kuruluş amir ve memurları ile halkımızdan insanlar katılmıştır. Çağrılı olarak bende orada oldum. Açılışta müzelerin şehirler içi önemini belirten çok güzel konuşmalar yapıldı.
Ortamahalle müzesi, Akçaabat’ın kültür hayatı için önemli bir kazanımdır. Yıkılmaya yüz tutmuş yaklaşık yediyüz yıllık bir kilise binası restore edilerek müze olarak hizmete açılmıştır. Buradaki çalışmaların 1994-95 yıllarına dayanan bir geçmişi vardır. Yani yaklaşık 30 yıl önce Akçaabat Belediyesi olarak bu önemli tarihi esere sahip çıkmaya karar verdik. O tarihlerde, üzerinde çatı örtüsü kalmadığından yağmur sularının etkisi ile duvarlarda çatlaklar, yarılmalar olmuş, buralarda yabani incir ağaçları, otlar yetişmiş ve bina önemli oranda sakatlanmıştı. Bu haliyle çevre sakinleri tarafından içerisi sap-saman deposu olarak kullanılıyordu. Çok eski, yıpranmış eğreti bir kapısı vardı. Bu nedenle çok kez definecilerin tahribatına maruz kalmıştır. Bina ve arsası hazineye ait olmasına rağmen o tarihe kadar sahip çıkan olmamıştı. Arsanın batı bitişiğinde Akçaabat Belediyesine ait Ortamahalle su şebekesi için yapılmış bir su deposu ve onun önünde daha yukarı kesimlere su basmak üzere yapılmış bir pompa istasyonu bulunuyordu. Kilisenin bahçesinde geçmiş tarihlerde yapılmış üçü iki katlı olmak üzere dört adet ev vardı. Bunlardan iki katlı olanlar binanın duvarına bitişikti. Tek katlı olanı bahçenin arka duvarına bitişikti. Kilise ve bahçesi tam bir terkedilmişlik görüntüsünde idi.
Öncelikle, binanın çatısının onarılması ve belediyeye ait olan su deposunun oradan başka uygun bir yere taşınması gerekiyordu. Binayı kullananlardan orayı boşaltarak anahtarını bize teslim etmelerini istedik. Anlayış göstererek hiçbir zorluk çıkartmadan bu isteğimizi yerine getirdiler. Vakit geçirmeden binanın üzerini ve çatlaklarda büyüyen ağaç ve otları temizleyerek en hafif kiremit çeşitleri tercih edilmek suretiyle geçici bir şekilde çatısını örttük. Çürümüş ve kısmen kırılmış kapı yerine, sağlam ve tarihi esere yakışacak bir kapının siparişini hazırladık.
Bu arada bu çalışmalarımızdan rahatsızlık duyan bir kısım çevreler buranın kilise olarak ihya edileceği yönünde asılsız dedikodular yapmış olmalarından dolayı huzursuz olan o zamanın Akçaabat kaymakamı beni arayarak anahtarı kendilerine teslim etmemizi istedi. Bizde anahtarı Kaymakam Bey’e gönderdik. Aradan 5-6 ay geçtikten sonra gittiğimde, kapının kırılmış bir şekilde kilisenin içerisine atılmış olduğunu, tabanda ve yan duvarlarda muhtemelen defineciler tarafından bir şeyler aramak suretiyle tahribat yapıldığını gördüm. Bunun üzerine durumu fotoğrafladıktan sonra basit bir kapı taktırarak binayı emniyete aldık. Arkasından Akçaabat’ta sokakta rastladığım bir Trabzon müze yetkilisi, yeni takılmış olan kapının anahtarınında kendilerine verilmesini istedi. Bende cevaben bu güne kadar bu tarihi esere hiç kimsenin sahip çıkmadığını, orijinal anahtarın kaymakamlıkta olduğunu, orada yapılan tahribattan kendilerini yetkili gören hiç kimsenin haberi olmadığını ifade ederek ‘’Sizin orada bir kapınız yok ki anahtarını verelim’’ diyerek kabul etmedim. Bazı kamu yönetimlerimizin en azından o tarihlerdeki işleyişini gösteren çarpıcı bir örnek olması açısından bunları anlattım.
Tarihi kilise binasının etrafının temizlenmesine, belediye su deposu ve pompa istasyonunun tarihi eseri etkilemeyecek bir mesafede yeni bir yer kamulaştırarak orada yaptırılması ile başladık. Eski su deposu şimdiki kafeteryanın olduğu yerde idi. Ülkemiz şartlarında doğal olarak yeni bir yer kamulaştırılarak orada su deposu yapılması epeyce zaman almıştı. Ancak, esas zaman kaybımız oradaki evlerin mahkeme yoluyla boşaltılmasında oldu. Tapu hazineye ait olduğundan mahkeme ve boşaltma işlemleri kaymakamlık tarafından takip edilmiştir. Binalar yıkıldıktan sonra, ikinci kattaki banyonun kilise duvarına yapıştırılmış seramikler ile oradaki musluğun görüntüsü ve evleri haksız yere yıktırdığımızı düşünenler tarafından duvarda kalan beyaz sıvanın üzerine şahsıma karşı yazılan ağır hakaret içeren küfürlü cümleleri seyretmek ilginçti. Evler boşaltıldıktan sonra restore edilerek müze yapılmak üzere tarihi kilise binası Akçaabat belediyesine tahsis edilmiştir. Arkasından gerekli projeler hazırlanarak ilgili yerlere tastik ettirilmiş ve hazırlanan keşif doğrultusunda 2018 yılında iş ihale edilmiştir. Verilen süre içerisinde tarihi binanın restorasyonu ve çevre düzenlemesi tamamlanmıştır. Böylece, Akçaabat ve Ortamahalle güzel bir esere sahip olmuştur. Bu eserin bu hale gelmesinde birçok kurum, kuruluş ve kişilerin önemli katkıları olmuştur. Onların hepsine şükran borçluyuz.
Ortamahalle müzesi dışında, iki yerde daha Akçaabat belediyesi olarak müze çalışmaları başlatılmıştır. Bunların en önemlisi tarihi merkez ilkokulu binasıdır. Restore edilip yeniden düzenlenerek şehrin en büyük müzesi haline getirilecektir. Buna hazırlık olmak üzere, 2016 yılında mevcut okula tahminen 200 m. mesafede yüz ölçümü 6 dönümün üzerinde olan bir arsa belediyece satın alınmıştır. Bu arsa üzerinde yeni okulun inşaatı bir kamu bankamız tarafından finanse edilerek yapılmaktadır. Bankanın hemşehrimiz olan genel müdürüne, aradaki irtibatı kuran belediyemiz başkanı ve yönetimine, emeği geçenlerin hepsine teşekkür ediyoruz.
Başka bir müze çalışması; Ortamahallenin tarihi bölgesinin alt bölümünde, Pulathane Bulvarı kenarında 2017 yılında müze yapılmak üzere Akçaabat Belediyesince satın alınan tarihi eser olarak tescilli konağın restore edilerek müzeye dönüştürülmesi şeklinde olacaktır. Yakın zamanda oradaki çalışmalarında başlatılacağını tahmin ediyorum.
Akçaabat’ı müzelerle donatmak üzere atılan adımlar, Kültür Sanat ve Turizm Şehri Akçaabat sloganımızın içerisini doldurma yönünde önemli adımlardır. Akçaabat; kültür sanat ve tarihi değerler açısından birikimi ve çeşitliliği olan bir şehirdir. Müzelerimizde sergilenmek üzere çeşitli eserlerin ve kültürümüz açısından değerli materyallerin zaman kaybetmeden çok hızlı bir şekilde belediyemiz tarafından derlenerek biriktirilmesi gerekmektedir.
HABER: BERKANT PARLAK