9647,1%-0,80
35,22% 0,06
36,70% -0,01
2964,17% -0,13
4814,09% -0,29
Akçaabat Belediye Meclisi üyeleri arasında tartışmalara yol açan Akçaabat Belediyesi Kültür Kurulu'ndaki kadın temsilcisi konusu gündemdeki yerini koruyor.
Akçaabat Belediye Meclis Üyesi Dr. Mustafa Çankaya, Akçaabat’ın 130 binlik nüfusuna sahip olmasına rağmen kültür kurulunda kadın temsilcilerin yer almadığını belirterek, durumu sert bir şekilde eleştirmiş, Çankaya'nın eleştirilerine ise AK Parti’li Belediye Meclis Üyesi Davut Gerigelmez cevap vermişti. Gergelmez’in açıklamaları sonrası ‘Hodri meydan’ diyen Çankaya, tekrar bir açıklama yapmıştı. Çankaya’nın açıklamasının ardından Gerigelmez de yeni bir açıklama yayınladı.
Gerigelmez, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Sn. Mustafa Çankaya ‘nın Akçaabat Belediyesi Kültür Kurulu ile ilgili basında yer alan açıklamasına karşı cevap hakkımızı kullanmıştık. Sn. Çankaya bizim cevabımızın paylaşıldığı bir haber sitesinin sosyal medya hesabına ilk yorumu kendisi yazmıştı. Yorumunun bir bölümünde “benim sorularım net ve kısa. Bu kadar açıklamaya gerek yoktu” şeklinde bir ifadesi olmuştu.
Her ne kadar “bu kadar açıklamaya gerek yoktu” ifadesini kullanmış olsa da demek ki açıklamamız tam yerine denk gelmiş yani zülfü yâre dokunmuşuz olacak ki kendisi bizim açıklamamıza çok daha uzun ancak konunun anlamından uzak bir basın açıklaması yapma gereği duymuştur.
Kendisi bildiğim kadarıyla diş hekimi aynı zamanda cerrahtır. Yani mesleği ince işçilik gerektiren bir meslektir. Bu sebeple kendisine, “Sn. Cerrahım iyi ki mesleğinizi siyasi demeçleriniz gibi yapmıyorsunuz” deme gereği duyuyorum. Ya da “keşke siyasi demeçlerinize de mesleğinize gösterdiğiniz hassasiyeti gösterebilseniz.”
Çünkü hayalinizdeki birçok şeyi olmuş ya da karşı tarafa kabul ettirmiş gibi yazdınız. Öyle bir şey yok. Siz burada yenisiniz galiba. Daha öğreneceğiniz çok şeyler var. Bizim siyasette alnımız ak. O sebeple ithamlarınıza tek tek, satır satır cevap vereceğim.
İlk olarak benim cevabi yazımın işine gelen bölümünü kabul edip devamına gerek yoktu diyorsunuz. Emredersiniz. Baş üstüne. Bundan sonra yazılarımızı size göndeririz. Siz gerekli düzeltmeleri yapıp yayınlatmamız için bize iade edersiniz. Başka emriniz?
Biz eleştirinizi değerli bulduk ancak çok gerekli ve acil bir iş olmadığı için gereğini yapacağız diye bir ifadede bulunmadık.
Keşke sorsaydınız. Kültür kurulumuz 2001 yılında kuruldu. Yani 25 yıl önce. Sizin siyaset sahnesinde olmadığınızı tahmin ettiğim bir dönemde Akçaabat’ta birileri düşünmüş ve karar alıp gerçekleştirmiş. Kuruluşunda kadın üye vardı. Yanılmıyorsam yazar ve şair Dilber Saka hanım daha sonra da yine tarihçi, araştırmacı yazar Zehra Topal hanım bu kurulda görev yaptı. Belki de başkaları da vardır. Bu hanımefendiler işleri gereği gerek il dışına gitme gerekse başka sebeplerden görevden ayrıldılar. Yerlerine o günkü şartlarda alanında uzman kadın ilk etapta bulunamamış olabilir. Bu, bundan sonra kadın üye olmayacak anlamı taşımaz. Ancak Sn. Mustafa Çankaya açıklama yaptı diye kimse işleyişi bozup zorlama bir kararla sadece Sn Çankaya, ben dedim yaptılar deyip basına demeç verip tatmin olsun diye durduk yerde kadın üye görevlendirmez.
Biz metropol belediyeler ve ilçe belediyelerimizi sizin meclis üyesi seçildiğiniz Akçaabat belediyesinin farkını görüp anlamanız için mukayese edip örnek verdik. Belli ki bunu anlamadınız ya da yanlış anlayıp siyasi malzeme olarak kullandığımızı düşünüp cevap yetiştirme telaşına düştünüz. Beni Büyükşehir meclis atmosferini görmem için davet ettiniz. Sn. Çankaya belli ki bizi iyi takip etmiyorsunuz. Sn başkanımız Osman Nuri Ekim’in tensipleriyle başkan vekilliği görevine baktığım zamanlar Büyükşehir meclisinde bulundum. Oradaki durumu biliyorum. Akçaabat meclisinden tek farkı CHP grubu adına grup başkan vekiliniz Cüneyt beyin söz alıp konuştuğu ve Akçaabat ‘ta grubunuzda uyguladığınız gibi grup sözcülüğü adı altında uydurma bir görevlendirme yapılmadığıdır. Dolayısıyla orada çok daha az söz alıp konuşma imkanınız var. Bilin Akçaabat meclisinde grubunuzun kıymetini.
Daha önce Akçaabat Belediye Meclisinde metropoller ile ilgili söz söylemeye çalıştığım için tarafınızdan uyarıldığımı söylüyorsunuz. Sn. Çankaya kimse bizi ne söyleyeceğimiz hakkında uyaramaz. Biz ders almayız, ders veririz. 3 Kasım 2002’den bu tarafa çok kişilere ders verdik. Bazılarını hızlandırılmış kursa tabi tutup erken gönderdik. Kimisine de tasdiknamesini verdik.
Biz öğrenecek bir şey varsa öğrenmeye açığız. Ancak bize bir şey öğretecek olan bu konuda bizden iyi olmalı. Sizin bu mecliste yapacağınız tek şey izleyip öğrenmektir.
Trabzon’un diğer ilçe belediyeleri ile ilgili olarak oralardaki AK Parti meclis üyelerine sorumluluk yüklemişsiniz. Beyefendi sizin başkan ve meclis üyelerinizin görevi nedir? Ne işe yararlar? Sizin kadar kafaları çalışmıyor mu? Ya da sizi ciddiye alıp ilgilenmeyeceklerini mi düşünüyorsunuz?
Hodri meydan demişsiniz. Kadınlara soralım. Sn. Çankaya kaç bin kadına soralım? Hangi gruba soralım? Örneğin; başı açık, başı kapalı, şalvarlı, çarşaflı vb. Hepsine soralım mı yoksa sadece sizin seçtiğiniz birkaç kadına mı soralım?
Ya hu kardeşim bu kurulun hepsi kadın üyelerden de oluşabilirdi. Ama şu an için hepsi erkek. İleride boşalan üyelikler için alanında uzman ve liyakatli kadın üyeler görev alabilir. Ama sadece kadın diye üye olmaz. Olursa senin çıkışın laf olsun torba dolsun anlayışı olur.
Gelelim son bölüme. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının parayla satıldığını söylediniz. Sn. Çankaya; vatandaşlık kanunun belirlediği kriterlere göre verilir. Tıpkı birçok Türk vatandaşımızın yabancı ülkelerde o ülkelerin kanuni şartlarını sağlayıp vatandaşlık hakkına sahip olmaları gibi. Bu ülke işgale uğramadı aksine sınırlarını genişletiyor. Ayrıca kısasa kısas esasından bahsettiniz. Ben şimdi size kısasa kısas esasına göre birkaç
Örnek vereyim,
-Atatürk ‘ün partisine mensup milletvekillerinin meclise ziyaretçi adı altında soktuğu teröristlerin şerefli Türk Polisine saldırırken öldürüleceğini düşünemezdim.
-Atatürk ‘ün partisi ve onun koltuğuna oturanların PYD/YPG terör örgütü değildir diyeceğini düşünemezdim.
-Azerbaycan-Ermenistan savaşında, Türkiye Karabağ’a cihatçı yolluyor diyen büyükelçi müsveddesinin Atatürk’ün partisinde söz sahibi olacağını düşünemezdim.
-Genel başkan danışmanı sıfatlı adamın Atatürk ‘ün kurduğu CHP’nin genel merkezinde PKK’ya yakın Tv kanalına röportaj verirken Türk bayrağının kaldırılacağını düşünemezdim.
-PKK dağ kadrosundan büyükşehirlerin işçi kadrosuna yatay geçişler yapılacağını düşünemezdim.
-Atatürk’ün askeri değil itlerisiniz diyen adamlarla oy için kol kola giren Atatürkçüler göreceğimi düşünemezdim.
Değil kitap ansiklopedi ciltleri doldurabilecek kadar yazabiliriz ancak bu kadarı bile anlayana yeterlidir.
Kamuoyuna Saygılarımla.