10067,38%-0,37
35,72% 0,13
37,43% -0,10
3157,06% -0,67
5087,46% 0,00
Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Turhan Bektaşoğlu, Muzaffer Lermioğlu'nun "Akçaabat Tarihi ve Birinci Genel Savaş Hicret Hatıraları" adlı eserinden alıntılarla Akçaabat Limanı'nın tarihi ve coğrafi özelliklerini kaleme aldı.
Akçaabat Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Turhan Bektaşoğlu, Muzaffer Lermioğlu'nun "Akçaabat Tarihi ve Birinci Genel Savaş Hicret Hatıraları" adlı eserinden alıntılarla Akçaabat Limanı'nın tarihi ve coğrafi özelliklerini kaleme aldı. Bektaşoğlu, bu limanın Karadeniz bölgesindeki eşsiz önemi ve güzelliğini vurgularken, limanın güvenli yapısının da dikkat çekici olduğunu belirtti.
AKÇAABAT LİMANI, KARADENİZ'İN EN GÜVENLİ LİMANI
Bektaşoğlu’nun yazısında yer verdiği bilgilere göre, Akçaabat Limanı, "Pulathane Limanı" olarak da bilinir ve Sinop’tan sonra Anadolu’nun Karadeniz sahillerinde en güvenli liman olarak tanımlanır. Liman, yıldız karayel ve poyraz gibi rüzgârlara karşı korunaklıdır ve deniz altındaki kumlu ve balçıklı zemin sayesinde sakin bir su ortamı sunar. Limanın genişliği, büyük nakliye gemilerinin barınabileceği kapasiteye sahip olup, en şiddetli fırtınalarda bile gemilerin güvenle barınabileceği bir yapıya sahiptir.
TARİHİ VE STRATEJİK ÖNEMİ
Bu liman, yıldız karayel, yıldız, yıldız poyrazdan maada diğer rüzgarlara kapalıdır. Gün doğumu rüzgarlarından emindir. Poyraz rüzgarları bu sahillerde fazla şiddet göstermez. En büyük fırtınayı yıldız karayel yapar. Limanın içinde, giriş ve çıkış yerlerinde dökme taş ve sabir tabii, arızalar yoktur. Denizin altı kumluk ve ekseriyetle balçık çamurdur. Longozu yoktur.
Demir tutturma ve barınmada en iyi şartları camidir. Limanın, açıklığı bir milden fazladır. Genişliği elli büyük nakliye gemisinin barınmasına müsaittir. Burada herhangi bir tonilatodaki gemi ve her nevi deniz nakil vasıtası en şiddetli fırtınalarda emniyetle barınabillir, demir taratmaz.
Sahilden bir mil denize kadar onbeş kulaç su vardır. En şiddetli havalarda Yoroz Burnu’nu bu liman istikametinde aşan bir gemi ve taşıt vasıtası selamette sayılır.
Şimdiye kadar bu limanda herhangi bir gemi ve taşıt vasıtası karaya vurmuş ve batmış değildir. Elli sene evvel liman dahili zannı ile Kalanima Deresi açıklarında gece demirleyen bir Fransız şilebi karaya düşmüş, parçalanmıştır. Liman halen hinterlandı yoktur.
Buharlı gemilerin icadından önce Karadeniz’in uzak ve yakın limanlarına mensup ve karaya çekilmesi güç ve çok masraflı ve ekserisi çifte direk sandal ve gulet barkadan ibaret olan bilcümle yelkenli sefain Kasım ayının birinde bu limanda demirler, içlerinde nöbetçi bırakılarak kaptan ve mürettebat kendi liman ve köylerine gider ve Nisan ayının on sekizinden sonra tamir ve noksanları ikmal edilerek buradan yelken açık sefere çıkarlardı. Kış mevsimlerinde bu sebeple limanda kışı geçirmek üzere demirleyen gemilerin sayısı ekseriya yüz elli parçayı aşardı. Bu devirlerde kasaba Karadeniz gemicilerini şen yuvası halinde idi.
Halen fırtına sebebi ile Trabzon limanından yük ve yolcu çıkaramayan gemiler çok defa hamule ve yolcularını buradan çıkartmaktadırlar. Yine fırtınalı havalarda Trabzon ve diğer yakın limanlarda barınamayan gemiler bu limana iltica etmektedirler.
Bugün mevcut ve on dört sene evvel belediye tarafından inşa edilen demir iskele ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Tahmil ve tahliye işlerini kolaylaştırmaktan ziyade iskele resmi namı altında belediyeye bir varidat temine maksadı ile yaptırılmıştır.
Birinci Genel Savaş’ta burayı işgal eden Ruslar askeri nakliyatı kolaylaştırmak için limanın batısında Buhti adını verdikleri 180 metre uzunlukta bir taş mendirek ve bunu üzerinde bir dekovil hattı inşa eylemişlerdi. Bu mendireğe üç yüz ton hacmindeki gemiler rampa ederek yük ve yolcu alabilmekte idiler. Kasabayı tahliye eyledikleri gün gemilerden ateş ederek bu mendireği birkaç yerinden tahrip etmişlerdi. İstirdadı müteakip tamir görmeyen ve tamamen terk ve ihmal edilen bu mendireğin yeri bugün belirsizdir. Enkaz ve döküntüleri civarında akan ırmağın getirdiği sellerle dola dola bu sahada yirmi beş sene içinde deniz iki yüz metreden fazla çekilmiş ve geniş bir delta vücuda gelmiştir ki, bugün sahil kenarında inşa edilen evin zemini yirmi beş sene evvel bu mendireğe rampa eden çifte direklerin yanaştıkları deniz sahası idi. Liman bu yüzden seneden seneye dolmaktadır.
LERMİOĞLU'NUN EFSANEVİ TASVİRİ
Muzaffer Lermioğlu’nun 1949 yılında kaleme aldığı eser, Akçaabat Limanı'nın hem doğal hem de tarihi açıdan ne kadar önemli olduğunu etkileyici bir dille tasvir etmektedir. Lermioğlu, limanı "Karadeniz'in en emin limanı" olarak tanımlar ve bu eşsiz yerin, bölgeye kattığı değerleri geleceğe taşır. Yazar, limanın sadece denizciler için değil, aynı zamanda Akçaabat’ın kimliği ve geçmişi için de çok önemli olduğunu belirtir.
DOĞU KARADENİZ’İN TEK DOĞAL LİMANI
Akçaabat Limanı, sadece tarihsel ve coğrafi açıdan önemli olmakla kalmaz, aynı zamanda Doğu Karadeniz Bölgesi’nin tek doğal limanı olarak da büyük bir değer taşır. Akçaabat’ın kimliğini yansıtan bu eşsiz liman, geçmişten günümüze pek çok gemicinin ve denizcinin güvenli sığınağı olmuştur.