“İki haftadır aralıksız olarak Gazze’li masım insanların üzerine bomba yağdıran ve en son uluslararası savaş hukukuna aykırı bir şekilde, 800 masum insanın hayatın kaybetmesi ile sonuçlanan bir hastanenin vurulması olayını, şiddetle lanetliyoruz.

1917 yılında Balfour Deklarasyonuyla start alan İsrail’in kurulması süreci, tümüyle uluslararası hukuka aykırı bir şekilde gelişmiş ve gayri nizami bir devletin kurulması ile neticelenmiştir. Bu tarihi süreci daha o dönemlerde çok yakından izleyen ve neticelerini öngören ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, bu coğrafyada kurulacak bir İsrail Devleti’nin doğuracağı sonuçları çok iyi bildiğinden, ömrünün sonuna kadar buna müsaade etmemiştir. Başta İngiltere ve ABD olmak üzere, Batı dünyasının Atatürk’e karşı olmalarının en temelinde, çoğu insanın bilmediği bu gerçek yatmaktadır.

1948 yılında kurulan İsrail’i ilk tanıyan Müslüman ülke, maalesef Türkiye olmuştur. O tarihten günümüze kadar sürekli olarak ve uluslararası hukuka aldırış etmeden, Filistin topraklarını işgal etmek suretiyle bugün bulunduğu konuma ulaşan İsrail’in asıl hedefi, Büyük İsrail Devleti’ni kurmaktır. Bu hedefe ulaşmak için dizayn edilen, Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanlığını ülkemizde kimin yapmakta olduğunu meydana gelen bu olaylar vesilesiyle bir kere daha hatırlamanızı isterim.

Yaşanmakta olan tüm bu gelişmeler, bulunduğumuz coğrafyada çok güçlü ve hatta süper güç olmayı zorunlu kılmaktadır. Siyasi ve iktisadi olarak tam bağımsız bir Türkiye olmadan, bu tür olayların önünü almak veya müdahil olacak güce erişmek, asla mümkün olamayacaktır. İzlenmesi ve hayata geçirilmesi gereken politikalar, mutlak anlamda büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün uygulamaları ve tavsiye ettiği pratikler olmalıdır.

Bu vesile ile bir kere daha Gazze’de yaşanan İsrail devlet terörünü kınıyor, en kısa sürede iki devlet temeline dayalı bir çözümün olmasını temenni ediyorum.” Haber Merkezi